MİLLİ MÜCADELE VE 23 NİSAN 1920
İstanbul, 16 mart 1920 de işgal edilir.
Manastırlı Telgrafcı Hamdi Bey 16 Mart 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'ya aşağıdaki telgrafı çeker.
'Bu sabah Şehzadebaşı'ndaki Mızıka Karakolu'nu İngilizler basıp, oradaki askerlerle çarpışarak, İstanbul'u teslim alıyorlar. Bilginize arz olunur.
İşgalin ardından İngiliz askerleri İstanbul'da Misak-i Milli'yi 28.01.1920 tarihinde kabul eden Mustafa Kemal'in de grup başkanlığını Rauf Bey'in yaptığı Felâhi-i Vatan adlı bir grup kurarak çalışmalarını dışarıdan takip ettiği Meclis-i Mebusan'ı basar.
Böylece Ahd-ı Millî Beyannamesi olarak da bilinen Mîsâk-i Millî'yi kabul eden son Osmanlı Meclisi olan Meclis-i Mebûsan, 18 Mart 1920 de son toplantısını yaparak faaliyetine son verir.
Toplam yedi dönem görev yapan Meclis-i Mebûsan'ın ilk başkanı I. Meşrutiyet döneminde Ahmed Vefik Paşa, son başkanı ise II. Meşrutiyet döneminde Celalettin Arif Bey'di.
Mustafa Kemal Paşa, kolordu kumandanları ve valilikler ile temasa geçer. XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir, III. Kolordu Komutanı Albay Selahattin Köseoğlu, Sivas Valisi Reşit Bey, batıda Ali Fuat Cebesoy...
Samsun'a ayak bastığı 19 Mayıs 1919 dan itibaren lider olma yolunda çalışmalar yapan Mustafa Kemal Paşa' nın Heyet-i Temsiliye Reisi olarak 19 Mart 1920 de Ankara'da
'olağanüstü bir yetkili meclisin toplanması gerektiğine'
yönelik genelgesine destek verirler...
Meclis adının ne olacağı uzun süre tartışılır, önceleri adı Büyük Millet Meclisi olarak daha sonra ise 8 Şubat 1921 tarihinde yayımlanan bir Bakanlar Kurulu Kararı ile adı resmen Türkiye Büyük Millet Meclisi olur.
Toplantı için İttihat Terakki için yapılan bina seçilmişti, meclisin kürsüsünü marangozlar yapmış, sıraları ise Ankara Muallim Mektebi ve Sultani'den getirilmişti. Çatısının kiremitleri ise evlerinden söken vatandaşların gayretleri ile sağlamlaştırılmıştı...
Meclisin açılışı özellikle 1920 yılının 23 Nisan'ına rastlayan Cuma gününe gelmesi için özel olarak seçilmişti.
Mustafa Kemal Paşa'nın genelgesi ile her livadan seçilen 5 mebus ve Meclis-i Mebusan'dan gelen mebuslar ile Ankara'da olağanüstü yetkilerle donanmış meclis Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin üyeleri ile toplanacaktı,
Ankara Hacı Bayram Veli Camii' nde kılınacak namaz ile 23 Nisan 1920 de Meclis açılacaktı.
Gümüşhane mebusu Hey'et-i Um'umîye (Genel Kurul) toplantılarına katılmak üzere mebuslukları onaylanmış olan Ziya Bey ve Trabzon mebusu İzzet Bey, işgal güçlerine yakalanmamak için Trabzon Limanından ayrıldıkları motor ile Ünye (Ordu) kıyılarına çıktıktan sonra karayolu ile Samsun üzerinden Ankara'ya gelirken 6 Mayıs 1920 tarihinde Samsun ile Çarşamba arasında yolda eşkiya saldırısı sonucunda katledilirler. Yeni meclisin ilk şehit milletvekilleri olurlar. Her iki mebusun naaşları Trabzon'a getirilerek burada defnedilir.
Mustafa Kemal Paşa'nın telgrafı ile bütün mebuslar Ankara'da toplanmaya başlamıştı, 300 aşkın mebus için Ankara'da kalacak yer bile yoktu. Ankara'da tren garı karşısındaki alana çadırlar kurulur. Birçok mebus bu çadırlarda kalır.
İlkbaharın ilk aylarında 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'ya ulaşabilen mebusların da katıldığı Hacı Bayram Veli Camii'sinde kılınan namazdan sonra büyük bir kalabalık halinde o kısa yoldan Ulus'daki Meclis Binası'na ulaşmak saatleri almıştı...
Bu meclisin günümüzdeki meclisler gibi görevi sadece 'yasa' yapmak değil bir kurucu devlet ve işgal altındaki toprakları kurtarma görevleri vardı.
KURUCU MECLİSİN İLK BAŞKANI SİNOP MEBUSU ŞERİF BEY
Meclis en yaşlı üyesi, Sinop mebusu Şerif Bey'in "ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık (istiklali tam) içinde yazgısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum'' tarihi konuşması ile açılır.
Ertesi gün Mustafa Kemal Paşa Meclis Başkanı seçilir.
Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tutanaklarına göre kurulduğu andan itibaren mebuslar arasındaki büyük tartışmaların yaşandığı anılarını ve 1920 yılında Meclis'in toplanmasını 16 Ocak 1923 tarihindeki İzmit Konuşmasında kısaca şöyle anlatır:
'İstanbul'daki Meclis duçar-ı taarruz (saldırıya uğramak) olurken benim Ankara'da düşündüğüm şey, milleti behemehal bir noktaya rapt ederek, faaliyetini idame etmek oldu. Fakat o noktanın bir veya birkaç şahıstan ibaret küçük bir heyet olmasını hafif bir teşebbüs buldum. Onun için büyük bir meclis olsun dedim. Ve ne kadar büyük olursa, o kadar çok millete emniyetbahş olur. Ve aynı zamanda bu meclisin kendisi gibi salahiyeti de büyük olsun dedim ve teşrii ve icrai salahiyeti haiz olarak, gelmelerini düşündüm'
Bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin.
ARKEOTEKNO
[1] Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskişehir -İzmit Konuşmaları, Türk Tarih Kurumu Yayınları
[2] Birinci Meclis'te Muhalefet, Ahmet Demirel, İletişim Yayınları.
[3] Mustafa Kemal Atatürk, Enver Behnan Şapolyo, Kopernik Yayınları.
[4] https://www.biyografya.com/biyografi/18502
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın