S. Vedat Karaarslan
Bu tabletler üzerinde bulunan bilgilerden müziğin antik yıllarda diyatonik özellikli (Diyatonik: Eski Yunan müzik kuramının temelini oluşturan üç tetrakorttan herhangi biridir. Daha genel anlamda,kromatik değişmelerin bulunmadığı bir oktav oluşturan aşamalı yedi " doğal" sesten kurulu dizi özel olarak da ortaçağ ve Rönesans kilise modlarından ,diyatonik armoninin doğuşuna bağlı olarak gelişen majör ve minör dizilerdir. Eski modal sistemin gitgide daha yabancılaşması üzerine ,16.yüzyıl hümanistlerinden Glareanus biri la"ya ,öbürü do"ya dayalı iki ek mod olan Eolis (Eolya) ve İonya dizilerini önermiştir. Bunlar,modern majör ve doğal minörle her bakımdan özdeştir.) olarak çalındığını anlayabiliyoruz. Çok zorlukla da olsa bu tabletler bir müzik parçasının kayıt altına alındığı ilk yazılı belge olması açısından ilginçliğini korumaktadır.
Steven Walle adlı bir Amerikalı ise bir akademik çalışmada günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine tarihlenen Stonehenge ' de iki kişinin çaldığı borulardan çıkan sesi bir illüzyonist gösteriye dönüştürerek dinleyicilere bir müzik konseri vererek bir önemli çalışma yapmıştır. Walle'nin bu çalışmasına kaynak olarak ta Stonehenge etrafındaki köylülerin bu yapıdaki taşlarını 'piper stones' olarak adlandırmış olması gösterilmektedir. Önceleri bir sunak ya da gözlemevi olarak tanımlanan Stonehenge bu çalışmadan sonra artık bir müzikhol olarak anılmaya başlanmış.
Üflemeli çalgıların (aerophones) doğu medeniyetlerine özgü, vurmalı çalgıların (chordophones) ise batı medeniyetlerine özgü olduğu gibi gayri sanatsal değerlendirmelere karşı nispet edercesine Leonard Wooley 1929 yılında Mezopotamya' nın ünlü Ur kentinde kazılar sonucunda 4 adet arp ele geçirdi. Bu arplar parçalanmış bir şekilde Pennsylvania Üniversitesi, British Museum ve Bağdat'taki müzelerde sergilenmektedir. Hurri müziği ile ilgili Ugarit' te bulunan bir tablette (http://128.97.6.202/urkeshpublic/music.htm) M.Ö 1400 de Hititlerin ölen yakınları ile ilgili ilahi (ağıt) söylemek için ayinler düzenledikleri anlaşılmıştır.
Şimdiye kadar bilinen en eski müzik aletinin doğu-batı arasında yukarıda arz ettiğim gayri sanatsal bu tartışmayı bitirecek ve nedense görmezden gelinen aerophones sınıfına ait bir flütün Slovenya'daki Divje Babe'de bulunduğunu daha önceki bir yazımda bu sitede kaleme almıştım. Ancak arkeolojinin en sevilen yanı olan bir saat önceki bilginin bir saat sonraki bilgiye göre değişmekte olduğu heyecanı 2012 yılında Almanya' nın Geißenklösterle Mağarası'nda bulunan flütün en eski flüt olduğunun ortaya çıkması ve Divje Babe'deki flüt ile en eskilik olma konusunda bir yarışma içinde olduğunun anlaşılması çok heyecan veriyor. Böylece batı ve doğu medeniyetleri arasında yukarda arz ettiğim aerophones ve chordophones tartışmaları batı medeniyetinin beşiği olan Avrupa' nın ortasındaki Divje Babe ve Geibenklosterle Mağarası flütlerinin bulunması ile teorik olarak sona ermiş oluyor. Öyleyse nefesli çalgılar doğu medeniyetinin, telli çalgılar batı medeniyetinin temelidir gibi Platoncu söylemden öteye tasavvufun kaynağı olan nefesli çalgıları basit bir enstrüman olarak görerek bu çalgıların deliklerinin çok detaylı bir matematiğe dayalı müzikal gam ve solfej estetiğini göz ardı etmeden sadece telli çalgılarda matematik vardır demek yanılgısına düşmeyip evrensel bir tanımlama yapmak gerekir.
(http://www.urgeschichte.uni-tuebingen.de/fileadmin/downloads/Projekte/Deutschland/Muenzeletc.PDF)
Hititlerde ise müzik daha çok vazo ve ortostat (saray duvar sistemleri) nde kabartma olarak tasvir edilerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bugün dünyada kullanılan en önemli enstrüman sınıflandırma standartı olan Sachs-Hornbostel sistemi kendi titreşimleri sayesinde ses çıkaran aletler olarak idiophones (ksillofon), üzerine gerilmiş bir deri sayesinde ses çıkartan aletler membraphones (davul), üfleme ile ses çıkarak çalışan müzik aletleri aerophones (obua, flüt ve tüm diğer nefesliler) ve en son olarak ta elektronik ses çıkarak aletler olarak electrophones (synthesiser, elektronik klavye, Hammond orgları) en iyi müzik aletleri standartlarının sınıflandırılması olarak gösterilmektedir.
Bütün bu analizlerimiz bizi müzik enstrümanlarından hareket ederek Sach-Hornbostel modeli ve arkeolojik buluntuların değerlendirilmesi ile insan davranış modellerinin sosyolojik analizine dayalı sınıflandırma için daha fazla araştırma ve inceleme yapılması gerçeğine ulaştırmaktadır.
S.Vedat Karaarslan
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın