GÖBEKLITEPE, ATLANTİS VE PİRİ REİS
S. Vedat Karaarslan
Arkeolog
Çizilmesinden 300 yıl sonra 1818 yılında keşfedilen Antartika'nın bugünkü uydulardan elde edilen su altı haritaları ile Piri Reis haritasının tıpa tıp aynı olması çok ilginç bir durum arz eder. Bu haritanın Fenike ve İskenderiye Kütüphanesi'ndeki kaynaklara dayandırılarak çizildiği ortaya konulmuştu. [1] Bu tespiti Hampshire Üniversitesi Profesörü Hapgood 'da teyit eder. Haritanın eski çağ toplumlarından esinlenilerek çizilmesi, Sümer ve Mısır medeniyetlerinden binlerce yıl önce de denizcilik ile ilgili bütün bilgilerin çok ileriye gitmiş medeniyetler tarafından bilindiğini ortaya koyar.
Yapılan araştırmalar Güney Amerika doğu kıyılarının Afrika'nın batı kıyılarının birbirleri ile bir puzzle şeklinde sanki koparılmış bir coğrafik özelliğe sahip olarak ve ancak kopan bir kara kütlesinin buna neden olabileceği şeklinde bir değerlendirmeyi ortaya koymuştur. Bu değerlendirmeler, kadim uygarlıklar olarak bilinen ezoterik Polaria, Hyperboria , Lemuria ve Atlantis efsanelerine ait bulunan yeni arkeolojik eserler nedeniyle, durmaksızın gündeme getiriliyor.
Ünlü Yunanlı filozof Solon, m.ö. 600 yılında Mısır'ı ziyaret eder. Burada Diodorus'a (m.ö.90-30) göre tufandan önce kurulduğu yazılan firavun Amasis II nin doğduğu (krallığı m.ö.569-525) Aşağı Mısır'ın ünlü Osiris'in şehri Sais şehrinin tapınak rahipleri Solon'a binlerce yıl önce kayıp bir kıtadan bahsederler. Hikayeyi dinleyen 'borç yüzünden köle omayı ortadan kaldıran' ünlü yasa yapıcı Atinalı Solon tarafından bu hikaye, Platon' a aktarılır. Platon Atlantis hikayesini Timaios ve Kritias diyaloglarında işleyerek günümüze kadar ulaştırır. Timaios [2] adlı kitabında Platon, Kritias'ın Solon'dan duyduğu şekilde yurttaşlarının başarılarını vurguladıktan sonra ' .....Atlantis adası da aynı şekilde denize gömülerek yok oldu' diye bildirimde bulunur. Buna ilaveten aynı eserde günümüz Atlantik Okyanusu olarak bilinen suların yerinde olan Libya ve Asya'nın ikisinden de büyük olan bir ada kara parçası üzerinden insanların yürüyerek diğer adalara gidebildikleri, ancak buranın çöktükten sonra meydana gelen sığ bataklıklar yüzünden o denizin bugün bile geçilmez ve dolaşılmaz bir halde olduğu düşünülürdü. Platon'dan bu yana Atlantis ile ilgili bu bilgiler bize, Amerika kıtasının 1492 yılına kadar geç keşfedilmesinin nedenini, bu geçilmez nitelikli Atlantik Okyanusu efsanesinin antik çağlara kadar uzanan 'psiko-arkeoloji' si ile ilgili alt beyin kaynaklı 'takıntıları' olabileceğini gösteriyor.
Jeolojik araştırmalar sonucunda m.ö.9600 yılında yer kürede oluşan depremler ve buzul çağının sonunda Güneydoğu Asya Bölgesi'nde yükselen sular nedeniyle yüksek rakımlı Malaya ve Endonezya adaları dışındaki Sundaland adasının denize gömüldüğü bilgisine ulaşılmıştır.
Endonezya'da Cava adasında 25 hektarlık bir alanda bulunan Gunung Padang tapınağı, (yukarıda) megalitik bir sit alanı olarak Sunda dilinin de konuşulduğu Sundaland denilen bir bölgede yer alır. Tapınağın bir gecede yapıldığına inanılır. Jeoelektrik, jeoradar ve jeomanyetik testler sonucunda yüzey alanının m.ö. 4800 e kadar tarihlendiği ancak yüzeyden aşağıya inildikçe tarihin m.ö. 22.000 li yıllara kadar uzandığı ve yüzeyden aşağıya 15 metre altında da geniş odalı bir yapının olduğu kanıtlarına ulaşıldı. Hatta tapınağın m.ö. 9700 yılında yapılmış olabileceği, alt katmanların ise tarihinin daha eskiye gittiği için bu alanın m.ö. 22.000 li yıllara kadar uzanabileceği öngörülmektedir. Tapınağın etrafındaki terasların duvar tarafı yapımı da, Peru'daki Machu Picchu' daki yapılara benzemektedir. Alandaki kazılar, 2014 yılında tapınağa verilebilecek zararlar nedeniyle durduruldu.
Ezoterik kadim uygarlıklar; Polaria, Hyperboria, Lemuria ve Atlantis ....
Bu uygarlıkların içinde yeryüzünün gelmiş geçmiş 'en büyük dedikodusu' unvanını binlerce yıldır üzerinde taşıyan hatta atlantolog mesleğini ortaya çıkaran Atlantis'in, Platon'un Timaios'da yazdığı gibi İspanya bayrağında da bulunan Herkül (Herakles) Sütunlarının (Cebelitarık Boğazı) ötesindeki günümüz Atlantik Okyanusu' nun altında m.ö. 9600 yılından bu yana duran ve battığı ileriye sürülen Atlantis, ilk sırada yer alır.
Güneybatı Asya'daki Sundaland adasının m.ö. 9600 yılındaki depremler ya da suyun yükselmesi ile battığı ileriye sürülen Atlantis,
Ya da Piri Reis'in haritasını çizmek için esinlendiği Fenike ve İskenderiye haritacılık bilgilerinin kaynağı Sümer veya Mısır medeniyetlerini m.ö. 9600 e kadar taşıyan perspektifteki gelişmiş kadim uygarlıkların (medeniyetlerin) sonuncusu olan Atlantis,
Göbeklitepe için yukarıda açıkladığım Atlantis' in yok olduğu ve Göbeklitepe için öngörülen en erken tarih olan m.ö. 9600 bizi, arkeolog / hafir K. Schmidt' in beyan ettiği gibi 'Göbeklitepe'yi inşa edenlerin üzerleri figüratif modeller ile dolu megalit T biçimli anıtları insanların baştan planlayarak gömmüş oldukları fikrine sahip olmaları' ve ' buzul çağının sonu olan dönem' üzerinde düşünülmesi ve araştırılması gerektiğine ulaştırıyor.
ARKEOTEKNO
KAYNAKLAR
[1] G. Hancock, Finger Prints of The Gods, Magicien of the Gods.
[2] Timaios, Platon, m.ö.360
[3] Piri Reis resmi 'Piri Reis Üniversitesi' web sitesinden alınmıştır.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın