KADEŞ SAVAŞI'NIN NEDENİ HİTİT PRENSİ ZANNANZA'NIN AKİBETİ Mİ?

S. Vedat Karaarslan

Arkeolog-Y. Mühendis   

Savaşların çıkış nedenleri bazen görünmeyen gizli yönüyle değil hep hatırlanacak nedenleri ile öne çıkar... Birinci Dünya Savaşı'nın nedeni Avusturya-Macaristan velihatı Franz Ferdinand'ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bu savaşa giriş nedeninin Yavuz ve Midilli Gemilerinin Rusya'nın Sivastopol kentini bombalaması gibi savaşların çıkış nedenleri arkasında büyük ve gizemli tarihsel nedenler yatar.

Böyle bir gizem de genç Hitit Prensi Zannanza' nın bir evlilik olayı nedeniyle Mısır yolculuğu sırasında öldürülmesi ile Kadeş Savaşı'na kadar uzanacak bir sürecin arkasında yatan nedenlerin bir Anadolu Devleti olan Hititler ile Mısır, Mitanni, Assur, Babil ve Amurrular arasındaki gizli bir rekabetin olmasıdır. 

Bu durumda baş rolü oynamak isteyen Mısır, Nil Nehri'nin özellikle batı yakasına doğru taşması ile oluşan verimli toprakları nedeniyle bir tahıl ambarı olarak görülürken Anadolu ise zengin maden yatakları ile ön plana çıkan bir görünüm arz etmekteydi.

Nil Nehri'nin Mısır dilindeki adı 'büyük nehir' anlamına gelen 'iteru' olarak aşağıdaki şekilde olduğu gibi hiyeroğlif harfleri kullanılarak yazılırdı.

 

Kelimenin başlangıcında bulunan 'it' eki Sümerce nehir anlamına gelen 'id' eki ile benzer bir kelime iken sonundaki  'eru' eki ise Sümerce' de 'birlikte gitmek' anlamına gelir. . Böylece bir sözcük olarak 'iteru' için 'birlikte giden su anlamına gelen' bir yorum yapılabilir. Ancak Nehrin bugünkü adı olan 'Nil' adı da Yunanca  Neilos (Νειλος) olarak 'nehir yatağı' anlamındadır. Nil Nehri güzergahı içinde vadi ile akışı arasındaki oranın uygunsuzluğu ile meşhur olan ve olmasaydı komşusu Libya gibi Mısır'ı bir çöl olmaktan kurtaran faunası ve florası idi. 

Firavun Ahetanon tarafından Nil Nehri' nin doğusuna kurulan Teb kentine rakip olacak şekilde kurulan Amarna kentinin adına izafeten m.ö. 14.yüzyıl, arkeolojik olarak 'Amarna Çağı' olarak adlandırılır. Bunun ana nedeni bu çağın çok kısa süren bir dönem içinde yazılan tarihin ilk diplomatik yazışma mektupları olarak bilinen zamanın uluslararası dili olan Akkadca ile yazılmış 400 yakın belgenin günümüze kadar ulaşmış olmasıdır. Bu dönemde devletlerin güçlerine göre sınıflandırılmaları ve günümüzde uluslararası ilişkiler düzeyinde kabul gören diller ile haberleşmeye benzer şekilde Akkadcanın öne çıkması olmuştur. Dönemin en büyük devletleri Mısır, Babil, Mitanni ve Hitit devletleri idi. Bilimin, devletler arasında ilk yayılma örnekleri bu dönemde görülür. Sihirle uğraşanlar, abzu (sudan anlayanlar, doktorlar) ve an (gök ilmi ile uğraşan yıldız bilimciler, astrologlar) lar bu dönemde devletler arasında değiş tokuş yapılarak daha sonraki dönemlere bilimin geçmesini sağlayan adımları attılar.  

TELL EL AMARNA TEMSİLİ RESMİ (Golvin)

Amarna Mektupları'ndan anladığımız kralların en ince ayrıntısına kadar sanatın geliştiği ve Mısırlıların planlı bir mimariye dayalı surları olmayan bugün modern kent mimarisinde kullanılmakta olan ızgara (hipodamos) kent planına en güzel örnek oldu. En programlı ve planlı devletlerarası savaşların da başladığı dönem olarak göze çarpan Amarna Çağı'nda mektupların çözümlemesinden anlaşıldığı üzere Ahenaton kendini tamamen Amarna kentine adamış dünya işleri ile fazlaca ilgilenmiyordu. Eşi ise adının anlamı 'güzellikten gelen' anlamına gelen Mısır'ın en güçlü kadını kraliçe Nefertiti idi. 

Hitit Kralı Şuppiluliuma (bir elinde mızrak diğer elinde başak tutarak hem savaşmayı hem de üretmeyi simgeleyen, göğsünde bir yarım ay bulunan yukardaki tasvirli orijinal heykel, Tell Tayinat Höyüğü'nde bulundu, Hatay Arkeoloji Müzesi) Mitanni Devleti'ni yenmiş, firavun Ahetanon Mitanni Kralı Tuşratta'nın yardım çağrılarına kulak tıkamıştı. İmparatorluk haline gelen Hitit Devleti'nin sınırları Suriye üzerinden Lübnan'a kadar uzanıyordu.

NEFERTİTİ (m.ö. 1340 - Egyptian Museum - Berlin)

Hititlerin ezeli düşmanı Mitanniler ortadan kalkmıştı. Mısır-Hitit ilişkileri iyi bir konumdaydı. Ta ki bir Mısır prensesinin Hitit kralı Şuppiluliuma' ya yazdığı bir mektuba kadar. Mısır prensesi gönderdiği mektupta 'kocasının öldüğünü, Mısırlı  bir köle ile evlenmek istemediğini, Hitit kralının oğullarından birini göndermesi halinde onunla evleneceğini ve O' nun Mısır Kralı olacağından' bahsediyordu.

Şuppiluliuma, bu olayın doğru olup olmadığını kontrol ettirdikten sonra Hitit prenslerinden Zannanza adlı oğlunu evlenmesi için Mısır kraliçesine gönderdi. Ancak Zannanza, Mısır yolunda Mısır kraliçesini sevmeyen düşmanları tarafından öldürüldü.

AHETANON

Böylece Hititler ile Mısırlılar arasında Kadeş Savaşı'na kadar uzanacak bir süreç başlamış oldu...

Ahetanon, öldükten sonra Amon rahiplerini bertaraf ederek kendine Mısır geleneklerine aykırı olarak Nil'in doğusunda kurduğu insanlık tarihinin ilk düzenli kenti olan Amarna'da gömülmüştü... Ancak ölümünden sonra Amarna şehri yerle bir edildi... Mısır'ın başkenti tekrar Teb kentine taşındı... Yerine kısa süreliğine damadı geçti... Sonra çocuk kral Tutankhamon... Sonra Mısır hanedanından gelmeyen ve bütün Ahetanon tasvirlerini tapınaklardan silen asker Horemheb geçti....

Horemheb'den sonra ise Hititler ile Kadeş Savaşı'nın yapacak ünlü firavun II.Ramses'in dedesi I.Ramses Mısır kralı oldu.

Günümüz diplomatik yazışmalarına benzer şekilde m.ö. 14. yüzyıla tarihlenen ve Norveçli dil bilgini Jorgen A. Kundtson tarafından 1907-1915 yılları arasında okunan Amarna Mektupları' nda yazılan Hitit Prensi Zannanza' nın [1] öldürülmesinden tam 126 sene sonra Suriye'nin kuzeyinde bulunan Kadeş' te yapılan  insanlık tarihinin ilk yazılı anlaşmasına neden olacak savaş (m.ö.1274) Hitit Kralı Muvatalli' nin  Mısır Firavunu  II.Ramses' i yenerek Zannanza'nın öcünü alması ile gerçekleşmiş oldu. 

ARKEOTEKNO 

[1] H.G.Guterbock, The Hittites,