TEKNOLOJİ VE SOSYOLOJİ
S. Vedat Karaarslan
Kablosuz ağlarda bulunan mobil cihazların sadece aktif olanlarının hizmet alabildiği ZigBee iletişim protokolu IEEE 802.15.4 standartı olarak 2004 yılı sonlarında yayımlanmıştı...
Bal arılarının kovanından ayrılarak 'koloni' kurma isteği olarak bildiğimiz Anadolu'da 'oğul verme' olarak bilinen davranış modeli de aynen veri haberleşmesi olmadığı zaman uyuyan antenler gibi ancak veri haberleşmesi başladığı anda sadece ilgili antenlerin çalıştığı 20-250 Kbps gibi düşük hız sınırında çalışan düşük miktarda güç gereksinimi duyulan akıllı ev projelerinde HAN (Home Area Network) ağları olarak kullanılan ZigBee teknolojisinin dayandığı kavram olan 'swarm effect' denilen bir algoritmanın uygulanmasına dayanır...
‘Swarm Effect’ arıların oğul vermesi olarak kovandaki kraliçe arının kovana salgıladığı ve çikolatada da bulunan feniletiamin maddesinin insan beyninde oluşturduğu feromon maddesine benzer bir sıvıyı kovanın hemen girişine salgılayarak güneşin da etkisiyle kokmaya başlayan feromonu koklayan arıların yeni bir kraliçe arının kovan dışına uçması ve sonunda bir mekana ulaşarak üst üste yığışmaları ile oluşan olayın genel adıdır. Arı nüfusunun artması sonucunda kovanın genişliğinin yetmemesi durumunda koloninin bölünerek başka bir koloni oluşturmak için bir araya gelmelerindeki amaç aslında, oğul verme olayı sonucunda kovandan uzaklaşmak değil bölünerek daha fazla arı sayısına ulaşmaktır.
Adını, bal arılarının arı kovanı etrafında sallanarak dönüşlerinden alan kablosuz sistem altyapısı olan Zigbee standartı sadece verinin olduğu antenin çalışmasına diğerlerinin ise beklemede olmasına benzer şekilde insanların da bir araya geldiklerinde arıların çokluk teorisinde olduğu gibi sosyal yaşamlarında 'dinleme' yi ön plana alarak bilginin çoğalmasına dayanak teşkil edecek davranış modeline benzer. Zaten ZigBee de adını arıların çiçekler arasındaki zig-zaglı karmaşık hareket yapılarından almıştır.
Bu benzetimler bugünlerde pek revaçta olan sürü halinde bir filo şeklinde uçabilecek İHA ya da drone olarak bilinen insansız hava araçlarının yönlenmesi için güvercinlerin yönlerini bulduğu gibi manyetik alanlardan mı esinlenilenecek yoksa robin (Kızılgerdan ya da Nar bülbülü (Erithacus rubecula), eskiden karatavukgiller (
Toplum sosyolojinin teknolojiye olası etkilerine bir diğer örnek de otomobillerde sadece sürücü koltuğunda oturan sürücüye göre emniyet kemerinin bağlanmaması durumunda çalan bir uyarım 'buzzer' sesi, sayısal santrallerin ilk kurulmaya başlandığı yıllarda sistemin tamamından sorumlu olan ve bütününü kontrol eden tek bir CPU nun arızalanarak devreden çıktığında sistemin tamamen çalışmaz hale gelmesi ben merkezli kapitalizmin sonucu olarak bir bencillik statüsünün sosyal yapıda ön plana çıkmasına benzer. Buna karşın bir ağ üzerindeki her bir modülü yöneten CPU ların otonom yapı ile dağıtılmış bir mimari yapı ile kontrol edilmesi temelinde ben merkezli sosyolojik yapının reddedilmesi fikri yatar.
Nihayetinde 'ben' merkezli ya da sistemli teknolojilerde CPU arızalanır ve işlev göremezse her şey sil baştan (recovery) ıslah edilirken, otonom sistemli teknolojilerde ise bu yönetim mekanizması, teknolojik yönden kenar (edge) modüllere atanmış otonom CPU işletim sistemleri sayesinde teknolojik açıdan daha fazla üstünlük (redundancy) sağlayarak fikri temelini aldığı dağıtılmış yetki ve sorumluluklar ile çalışmasını sürdürebilir.
Tasarım toplumlarının sosyolojik davranış modelleri teknolojiye bu şekilde yansıtılırken diğer taraftan bunun hiç farkında olmayan kullanım toplumları da bu tasarımlar üzerinde kendi davranış modellerini oluşturmak üzere sanal bir sayısal kültür oluştururlar. Akıllı cihaz tasarımları üzerindeki akıllılık özelliğinin ne oranda kullanıldığına bakıldığında bu kadar 'aksesuar-matik' özelliklerine rağmen sadece ses haberleşmesine dayalı kullanım, yılda milyonlarca adet rakama ulaşan akıllı telefon ithaline dayalı makineleşme, R. Kickoff un bilginin 'data' ile başlayıp 'information' ile devam eden ve 'knowledge' ye dönüştükten sonra 'akıla' (wisdom) ulaşmasına dayalı 'bilgi' ekonomisi kuralını ne yazık ki boşa çıkarıyor...Beyhude bitlerin ağ üzerinde başıboş dolaşımı bu verimsizliğe neden olmakta...Galiba 1984 yıllarındaki en iyi mobil telefon hangisidir sorusuna verilen 'ağırlıkça en hafif olanıdır' cevabı, üretim zinciri içinde olmayan toplumlar için önümüzdeki 10 yıl içinde geçerliliğini koruyacak daha gerçekçi bir teknolojik yaklaşım olacak...
Teknolojik tasarımları yapıp üretim zincirinde yer alan ulusların piyasaya hangi ürünü pazara 'arz' edeceğinden değil teknoloji bağımlı (technological dependence) ve kullanıma bağlı toplumların 'talep' lerindeki yüksekliğe göre evrensel pazarların belirlendiği bilinir. Evrensel düzeyde pazarlanan 'cola' türü içecekler ve 'Louisiana' ya da 'Kentucky' tipi acı soslu et pişirme yöntemleri teknolojik bağımlılıkta olduğu gibi kansere davetiye çıkaran obezite gibi hastalıklara neden olan gıda kökenli hastalıklara (foodborne Ilness) karşın sıvılaştırılmış 'isot' acı biberi ile pişirilecek Anadolu etlerinin yine Anadolu' nun öz suyu olan şalgam suyu ile içilmemesi ulusal ve uluslararası pazarlardaki mağlubiyeti ifade eder. Buna karşın en fazla meyan kökü özlü cola türü içeceklerin beyinsel fonksiyonları ile birlikte anatomik yapılara verdiği muhtemel hasarlar ise nedense hiç fark edilmiyor...
ARKEOTEKNO
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın