Anadolu, Önasya ve Avrupa kültürleri arasındaki ilişkiler, hangisi bir diğeri ile eş zamanlı olduğu sorunu birbirlerine etkisi sosyolojik yönden de batı ve doğu arasında ulusal kimliklerin oluşması için de sıklıkla kullanılan 'ex oriente lux' (ışık doğudan yükselir) ve 'ex occidente lux' (ışık batıdan yükselir) (1) görüşlerini günümüze kadar taşıyan bir süreç izlemişse de bu süreçlerin içinde arkeolojik buluntulardan elde edilen kalıntılara dayalı tarihin daha çok yanlı ve taraflı olarak ulusal kimliklerin tanımlanmasına yönelik günümüzde büyük bir kaos yaşanıyor.
Bilinen en eski kültürün doğduğu ve yerleşik düzenin başladığı coğrafya olarak tanımladığı Bereketli Hilal, aynı zamanda Ortadoğu ülkeleri ve batı uygarlığının doğduğu bölge olarak Fırat ve Dicle nehirlerinin arasına bir hilal gibi yerleştirilmiş bir alanı tanımlar. Binlerce yıl öncesine kadar Fırat ve Dicle'nin Basra Körfezi'ne ulaşmadan birleştiği noktaya kadar deniz olan ve her iki nehrin alüvyonlarının bu alanı toprak ile doldurması ile insanoğlunun topluluklar halinde yaşamaya başladığı ilk yerleşimler(Neolitik Çağ) olarak Sümer kentlerinden başlayan ve diğer ucu Mısır'ın batı ucuna kadar ulaşan bölgeye bu adı Amerikalı arkeolog ve tarihçi J.Henry Breasted vermiştir. Bereketli Hilal (fertile crescent) ilk ekilebilir toprak alanlarından elde edilen besin kaynakları olarak kısa ömürlü bitki türlerinden uzun ömürlü bitki tarımına(emmer ve einkorn buğdayları, 6 sıralı arpa) geçiş ile birlikte matematik, simya, hukuk, kozmoloji, mimari gibi bilimlerin ilk kez başladığı bir bölge olma özelliğini de göstermektedir. (yukarıdaki Sümer Uruk Vazosunda (m.ö 3200-3000) hasat ürünlerinin taşınması tasvir edilmiştir.)
İnsanoğlu Polonyalı astronom Nicolaus Copernicus (1473-1543) hasta yatağında fikirlerinin kitaba dönüştürüleceğini söyleyen rahiplerin fısıltıları ile ölüm yatağında kendisine teslim edilen "De revolutionibus orbium coelestium" adlı kitabı ile 'güneş merkezli evren' (heliocentric) modelini Kopernik'in devrim olarak nitelendirilen kitabı ile öğrenecekti. Bu fikrin kabul edilmesi için dünya merkezli evren modeline dayalı Aristo'nun fikirlerinin kabulü anlamında 'Magister Dixit' (2) halet-i ruhiyesinden kurtulunarak İtalya'da Bruno' nun yakılması (1600) ya da Galileo' nun (1632) yargılanmasının görülmesi gerekecekti.
Halbuki, tarihin ilk (m.ö 3800) yerleşik kenti Bereketli Hilal sınırları içinde bir Sümer kenti Eridu 'da (3) bulunan bir silindir mühürün (Akkadian Cylinder Seal VA/243,State Museum in Berlin) çözümlemesinde sol üst köşede (sarı çizgili) merkezde bir güneş ve etrafında gezegenler tasvir edilmişti. Kopernik'in kitabından tam 5343 yıl önce Bereketli Hilal topraklarında bulunan bu Akkad mühüründeki tasvir bize 'solar' sistemin günümüz astronomisine kaynak teşkil edecek verilerini sunuyordu. .
İnsanlık tarihin en eski kanunları, astronomisi, matematiği ve kozmolojisi, matematiği, Hititlerin devlet mantığı, Mezopotamya mimarisi, askeri savaş dehalığı gibi ilk düşünceler, üzerinde yaşadığımız bu Bereketli Hilal coğrafyasının günümüz uygarlıklarının temelini oluşturan fikirlere temel teşkil ediyordu.
Bütün bu coğrafyada yaşayan günümüz insanlarının fikriyat, kültür, gelenek hatta biyolojik hücre yapılarının tekamülü olan DNA kodlarındaki hafızalarının oluşturduğu etnisitelerini ve bugüne kadar bir silsile içinde nesiller boyunca aktarılan asaletlerinin inkar edilmesi mümkün mü?
Nedense tarihteki ilk okulun Sümerlilerin Uruk kentinde kurulmuş olduğunu, yazmanların bu şehirde yazmayı öğretmek için ellerinde kırbaçlar ile okumayı özendirdiklerini ilk vergi indiriminin bu topraklarda yaşayanların uyguladığını, ilk tarımın bu bölgede başladığını, ilk kozmoloji ve kozmogoninin bu topraklarda ilim olarak kabul edildiğini, ilk kütüphanenin bu bölgede açıldığını, insanlığın yerleşimi olarak nitelendirilen neolitik devrimin bu topraklarda başladığını, ev sahibinin herhangi bir eşyası hasara uğrarsa evi yapan kişi bunu ödeyecek, ayrıca işine özen göstermediğinden ve evi yeterince sağlam inşa etmediğinden ötürü evin yıkılmasına yol açtığı için kendi imkanlarıyla yeni bir ev inşa edecektir.
gibi yasaların bu coğrafyadan çıkmış ve tüm dünya ülkelerinin yasalarına kaynak etmiş fikirlerin günümüzde bütün ülkelerin yasalarına tazmin maddeleri olarak geçmesi ve bu gibi hukuki kavramlar modern yasalara girmişken bu coğrafyadaki yakmalar, yıkmaların nasıl yapılabildiği ve batı uygarlığı karşısında geri kalmışlığın bir göstergesi olarak 'doğulu' kavramı ile özdeşleşen bir aşağılanmaya tabii tutulmalarının izah edilmesinde bir anlaşmazlık ve güçlük yok mu?
Antik Grek döneminden olduğu sanılan ancak yine bu coğrafyadaki Sümerlerin bir kelimesi olan ' Dumugiratuku' den üretilen 'halkın gücü' kavramı, bugün kullandığımız 'demokrasi' nin anlamsal olarak daha sonra Anadolu'da kurulan Hitit Devleti' ndeki Telepinu (M.Ö 1500) fermanlarındaki kralın mutlaka Panku denilen meclise danışarak karar alması zorunluluğu Bereketli Hilal içinde yaşayan günümüz coğrafyası ülkelerine neden ilham kaynağı olamadı?
Bütün bu değerlendirmeler, bu antik coğrafyada yaşayan günümüz milletlerinin sahip oldukları arkeolojik kayıtlar ile de tespit edilen özellikleri bugün batı toplumlarının karakterlerinin oluşmasına kaynak teşkil edip temelini oluşturuken bu coğrafyada yaşayan milletlerin nasıl olup ta;
düşünce melekesini yitirmiş insanlar olarak yaşayabildikleri, düşünce tarz ve aktivitelerini geliştiremediklerini, eğitilemediklerini, kaçmak istedikleri ülkelerin denizlerinde kitlesel halde boğulabildikleri, tarihte ilk ticaretin başladığı coğrafyada yaşıyor olmalarına rağmen ekonomilerini geliştiremediklerini, kendilerine yeni iş sahaları oluşturamadıklarını, iş bulamadıklarını
başarıyor olmaları gerçekten açıklanmaya muhtaç bir durum arz ediyor.
Bloomberg TV nin ankormeni Charlie Rose, Fransa' nın eski Başkanı Valery Giscard D'Estaing' e ' Önümüzdeki on yılda dünyanın en önemli sorunu nedir? şeklinde bir soru soruyor. Eski Fransa Başkanı' nın cevabı 'dünyada İslam ülkeleri nüfusunun hristiyanların nüfusunu geçecek olması ve bunun dengelenmesi için çalışılması gerektiği' olurken Bereketli Hilal içinde D'Estaing' i haklı çıkaracak şekilde ilkesiz ve seviyesiz kısır çekişme ve çatışmalar ile bu aciz fikre hizmet edilmesinin bir anlamı var mı?
Işık doğudan yükseliyor (ex oriente lux), ancak bu ışık doğuyu değil de batıyı aydınlatıyor gibi bir yaklaşımı öne sürersek sanırım yanılgıya düşmeyiz.
S. Vedat Karaarslan
(1) C. Renfrew 1973, Schachmeyer 1954, Gimbutas 1982, Todorova 1978
(2) Usta böyle söyledi: Aristo 'nun tartışmasız fikirlerinin kabul edildiği ve 1900 lü yıllarınn başına kadar kabul edilen ve değiştirilmesi dahi düşünülemeyen fikirler.
(3) Eridu adının Türkçedeki 'ordu', Almancadaki 'Erde' 'Dünya, Arz' kelimesinin kökeni olduğu öne sürülmektedir.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın