Devletler arasında yapılan bir savaş sonucunda resmi olarak yapılan dünyanın ilk Antlaşması [1] Kadeş Anlaşması'dır. Savaş Mısır' ın Luksor kentinde bulunan Karnak Sarayı kapısına II.Ramses tarafından hiyeroglif yazı formu ile taraflı bir şekilde Hititlerin aleyhine göre betimlenmişti...(aşağıda)

Antlaşmaya neden olan savaş Firavun Tutankamon' un dul eşinin Şuppiluliuma' ya bir mektup göndererek Mısır firavunu olabilmesi için oğullarından birisi ile evlenmek istemesiyle ilgili bir istek üzerine başlamıştı. Şuppiluliuma bir Hitit prensinin Mısır'da firavun olmasının imkansızlığı düşüncesi ile önce tereddüt etmişti ancak daha sonra oğlu Zannanza'yı Mısır' a gönderdi... Ancak Mısır'da Ay adlı bir kişi firavun tahtına çoktan oturmuştu bile....Ay, prensi evine göndermek yerine onu bir müddet sarayda sakladı ancak prens bir müddet sonra ölünce Şuppiluliuma prensin öldürüldüğünü düşünüp Mısır'a sefer yapmaya karar verdi...Daha sonra bir bulaşıcı hastalık hem Mısır' da hem de Hitit şehirlerinde yayılınca Şuppiluliuma öldü..Önce küçük oğlu II.Murşili sonra da onun oğlu II.Muvatalli Hitit kralı oldu... Bu arada II.Ramses Mısır'da kral olmuştu...Ve II.Ramses 1275 yılında Suriye' ye karşı savaş açarak burada bulunan Amurru'yu zapt edince II.Muvatalli 37000 asker ve 3500 savaş arabası ile birlikte Kadeş' e (Hititçe adı Kinza ) yürüdü, iki ordu burada karşılaştı ve Hititler büyük bir zafer kazandılar...

Ancak II.Muvatalli zamanında bir anlaşma yapılamadı ve daha sonra tahta çıkan II.Hattuşuli Kadeş antlaşmasını yapmıştı...

Antlaşma metninde 'Mısır ve Hititlerin birbirlerine savaş açmayacakları, iç ve dış düşmanlara karşı karşılıklı yardım, yağmacılara karşı alınacak önlemler, geri gönderilen kaçakların affı, işledikleri suçlar nedeniyle ceza görmesinler, diller koparılıp gözleri oyulmasın, kulakları ya da ayakları kesilmesin, karıları ve oğulları ile birlikte evleri yıkılmasın şeklinde maddeler bulunmaktaydı...'

Bu antlaşmanın orijinal metni İstanbul Arkeolojisi Müzesi'nde olmakla birlikte II. Ramses olarak bilinen Mısır firavunu, Luxor'da bulunan Karnak Tapınağı'nın duvarlarına savaşı kazandığını hiyoroglif yazısını kullanan,vergiden muaf olarak hayatlarını idame ettiren ve istenen her şeyi para karşılığında yazabilen  'yalancı'yazıcılarına yazdırmıştı ama Hattuşaş' da bulunan tabletler savaşın sonucunun böyle bittiğini bildirmez... Bu tabletlerden başka savaşın sonucunda Hititlerin M.Ö.1280-1269 yıllarında Anadolu'nun güneyi olan Suriye gibi bölgelere yerleşmiş olması da savaşın mutlak galibinin Hititler olduğunu kanıtlamaktadır...Mısırlıların Kadeş Savaşını kazanmadığının en büyük ispatı Hititlerin Anadolu dışındaki Suriye' ye doğru genişlemelerinden anlıyoruz...Günümüz arkeologları ise madem ki Ramses parlak bir şekilde galip gelmişti de Amurru ve Kadeş vasal bir devlet olarak vergilerini neden Hattuşa' ya ödüyorlardı diye sormaktadırlar... Ancak firavun II. Ramses' in Hitit Kralı III.Hattuşuli ile imzaladığı bu antlaşmanın Asurlulara karşı düzenlendiği stratejik bir ittifak olduğu daha sonraki yıllarda anlaşılacaktı...

Bu antlaşmanın bir replikası Birleşmiş Milletlerin New York'ta bulunan merkez binası kapısına da asılıdır..Kaybedeni ve kazananı olmayanın olduğu zannedilen ancak Mısır Firavunu Ramses tarafından kendi halkına zafer kazanmış gibi gösterilen bu antlaşmaya neden olan savaşa Hitit İmparatorluğu ordusunda 'nda kullanılan atlı savaş arabaları damgasını vurmuştur. Öyle ki Tunç Çağı'nın en korkunç silahı olarak tanımlanan 3500 Hitit savaş arabası, 7000 at ve bu atların çektiği arabalar ile 10.5000 savaşçı....Günümüzde elimize geçen belgelere göre atların günümüzden tam 12.000 yıl önce evcilleştirilmiş olduğu bilinen tarihine atların en etkin olarak kullanıldığı ilk savaş olan Kadeş Savaşı'nı da eklemek gerekir...

Bu tarihten sonra M.Ö 1247 yılında yapılan bu antlaşmaya (savaşın etkisi 22 yıl sürmüştür) neden olan Kadeş Savaşında atın, ilk evcilleştirilen hayvan olan köpekten sonra insanoğlunun avcı toplayıcı kültürden yerleşik düzene geçinceye kadar ne kadar önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor...Hitit ordusunun Mısır ordusu ile baş edebilmesinin temelinde atların rolünün çok büyük olduğunu elimize ulaşan tablet ve kitabelerden anlayabiliyoruz. 

Günümüzdeki bütün atların soyu, Orta Asya'da (Kazakistan'ın batısı) Botaikültürüne sahip insanların, Ukrayna ve Sibirya Stepleri' nde ilk evcilleştirilen at cinsi olanPrzewalski ya da Tarpan[2] soyuna dayanır...

Kafkaslar' dan Anadolu' ya girdiği arkeolojik olarak tahmin edilen ve Hint -Avrupa dil grubuna ait lisana sahip olan Hititler, Orta Asya'daki at kültürünü Anadolu'ya taşıyan devlet olarak görülür...

Hititler ve Hiksoslar (M.Ö.1585) atı araba ile kullanırken Asurlular atı hem süvari hem de arabalarda kullanmış...Hitit arabaları iki kişilik iken, Asur at arabaları üç kişilik olurdu...

Hitit Kikkuli belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla atların nasıl eğitilmeleri gerektiğine yönelik olarak Hippolojist(at bilimi) biliminin Hitit ordusunda çok etkin olarak kullanılmış olduğunu ortaya koyar... 

Hititlerin Mitanni Krallığı atçıbaşısı olan Kikkuli' ye izafeten adlandırılan bu belgeler atların nasıl eğitilmeleri gerektiği ve onlardan nasıl yararlanılacağına yönelik hususları kapsar.

Kikkuli belgeleri atların nasıl eğitilmelerine yönelik olarak teknik terimleri de kapsamaktadır. Belgelerde geçen ' anlamı budur' ifadesinden anlaşılan Hititlerin bu ifadeleri anlamakta güçlük çektikleri yönünde işaretler bulunmasıdır. Yapılan at eğitimlerinde ilk iki eğitimde güçlü bacaklar ve güçlü bir kalp eğitimi, üçüncü eğitimde ise güçlü kasların daha da güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Eğitimler arasında kasların dinlendirilmesi de ayrı bir seans olarak uygulanmaktaydı.

Buna ilaveten atlar, ahırlarda 'kuyu işlemi' denilen bir dayanıklılık testine tabi tutulmaktaydı. Bu test atın ruhsal ve vücut sağlığı olarak hazır hale getirilmesidir. Bu test etrafın dışarıdan kapatılarak tamamen izole edilmiş bir ahırın içinde havasızlıktan dolayı yükselen amonyak, mantar ve toz gibi etkenlere atın nefes alış verişinin nasıl etkilendiğini ölçmekti. [3] Atların ne zaman yemleneceği, yağ ve ot verileceği, günde ne kadar DANNA ( 1 danna =5.64 Km) ve IKU (1 IKU=230 metre) gideceği hesaplanırdı...

Günümüzden tam 3300 yıl önce bir ahırda atların performansının ölçmek için Kikkuli tarafından teste tutulan bu atlar Hitit Ordusunda çok önemli işlevleri yerine getirmiş. Bu testlerin bir simülasyonu New England Üniversitesi (Avustralya) nde yapılmış ve günümüzde de böyle bir eğitimin atlar için yapılmasının gerekli olması sonucuna ulaşılmış...

S. Vedat Karaarslan

KAYNAKLAR

[1]Prof.Dr. Memiş, Kadeş Barış Antlaşmasının dünyanın ilk bilinen Barış Antlaşması olmadığını düşünmektedir. Memiş “Geçmişten günümüze kadar Kadeş Barış Antlaşmasının dünyanın ilk yazılı barış antlaşması olduğu tarih kitaplarımızda okutulmaktadır. Bu tarihe vurulmuş en büyük darbelerden biridir. Çünkü, Kadeş Barış Antlaşması tarihin bilinen ilk barış antlaşması değildir. Hitit Kralı III. Hattuşili ile Mısır Firavunu II. Ramses arasında M.Ö. 1269 yılında imzalanan Mısır-Hitit Ebedi Barış Antlaşması’ndan önce 20’ye yakın barış antlaşması yine Hitit Kralları ile Anadolu’daki beylik de diyebileceğimiz şehir krallıkları arasında yapılmıştır. Bunlar arasında Madduwattaş, Hukkanaş, Alaksanduş, Mattiwaza, Şunaşsura en bilinenleri olarak ele alınabilir” görüşüne sahiptir... 

[2] Przewalski bu atları bulan kişinin adına izafeten verilmiş, Tarpan (tırpani) ise Türkçe Vahşi At anlamına gelmektedir.

[3] Culling Proces olarak bilinen bu yöntem ile sağlıklı atlar diğer atlardan ayıklanırdı.

[4] Hititler, YKY,