BEYİNDE ALT VE ÜST AKLIN PSİKOBİYOLOJİSİ
S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)
Alt aklın yani bilinçaltının devreye girmesi biyolojik olarak nefes almak, kan basıncı, kalp atışı ve sindirim gibi otomatik işlevlerini kontrol eden omurilik soğanı, pons ve beyincik’in işlevselliği eğer serebral korteks tarafından iyi kontrol edilemezse aşağıdaki sorunlar ortaya çıkar;
Hiperventilasyon (aşırı nefes alma) denilen hızla nefes alıp verme olarak kandaki pH seviyesinin artarak asidik ortama geçilmesi kandaki oksijenin kullanılmaz hale gelmesi, dışa vurum olarak denge kaybı ve kaygı,
Beyne kan sıçramasındaki psikolojik davranış olarak dellenme, tepesi atmak, sinirlenmek, buna ‘a sudden rush of blood to the head’ karşılığı olarak beyne aniden giden kan ya da pıhtı atmak da deniliyor, bu durum kalbin dakikada pompaladığı kan miktarının %20 sine ihtiyaç duyan beyne daha fazla kanın gitmesi ya da yetersiz kan akışının oluşması
Kalbin ritminde değişikliğe neden olan aritmi (arrhythmia) [1] denilen elektrolit dengesizliğine neden olan sodyum, potasyum ve magnezyum elementlerinin bozulması ile kalp krizine kadar gidebilecek tansiyon problemleri,
‘Ne yiyorsanız O’sunuz’ sözüne uygun olarak midenin büzüşerek asidik bir salgı ile ülsere kadar gidecek bir biyolojik yapı içinde insan psikolojisinde kaygıyı ortaya çıkarması,
Bütün bunların, psikolojik olarak dışavurum oranının değeri, üst beyin olarak bilinen serebral korteks ya da neokorteksin biyolojik yönden beyin ile omurilik arasında yer alan omurilik soğanı, beyin sapının bağlı olduğu ön beyin denilen pons ve beyinciği nasıl yönettiği belirler.
İnsanda her ne kadar davranışsal yapı üst beyin tarafından gerçekleştiriliyor olsa da alt beyin bölgesinde bulunan beyne giden bütün sinirlerin geçtiği solunum, dolaşım, boşaltım ve sindirimden sorumlu omurilik soğanı, yüz ifadeleri ve göz hareketlerinden sorumlu pons (varoli köprüsü) ve kasların düzenli çalışmasını kontrol eden denge organı beyincik organlarında olan biten bütün bu biyolojik hadiseler üst aklın olduğu yerin olduğu düşünülen serebral korteksin bu organları nasıl yöneteceği ile ilgili bir husustur.
Bu durum insanın vermiş olduğu kararların daha çok %95 oranında davranışlarının etkin olduğu bilinçaltından geldiği ve fiziki olarak da bilinçaltının oluştuğu beyindeki biyolojik lokasyondaki yukarıda saydığımız isteğimiz dışında çalışan organların baskın olması ile ilişkilidir.
Bu davranışsal bozukluğun içinde "bunu niye yaptım? neden bu sözü söyledim?" şeklinde uzayıp giden bir dizi sorunun cevap verilememesine karşılık gelen bilinmezlik, ruhsal bir çöküntüye karşılık gelen davranışların en büyük nedeni olarak görülebilir.
Bu durumun önlenmesi yani kişide bilinçli bir farkındalık oluşması ‘serebral korteks’ in bu organları yönetebilme yeteneği olarak ortaya çıkan ‘akıl’ ya da ‘mantık’ gibi işlevsellikler beynin kısmi olarak omurilik soğanı, pons ve beyincik üzerindeki etki etme derecesi olarak da tanımlanabilir.
ARKEOTEKNO
[1] https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/heart-arrhythmia/symptoms-causes/syc-20350668
[2] https://thepsychologist.bps.org.uk/volume-28/may-2015/psychobiology-where-mind-meets-matter
[3] https://www.youtube.com/watch?v=p97HeXx0vN0
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın