TOPLUMLARDA NEME LAZIM KÜLTÜRÜ NEDEN YAYGINLAŞIYOR?

Bir yolda veya yerde çok fazla kasis, tümsek ve hız kesiciler varsa orada trafik kültürü düşüktür diye düşünülebilir.

Bu durumun nedenini ‘tabela okumanın gereksizliği, okuduğunun anlaşılamaması' sonucunda fiziksel engel ile durdurmaya yönelik önlemler alınması ile ilgilidir. Yol kenarlarındaki kaldırımların yüksekliğinin o toplumlarda medeniyetin aşağıya inmesini gösterirken medeniyet ve kaldırım yüksekliği arasında ters orantının olduğu bilinir.

Medeni olmanın bir diğer ölçüsü de toplumda şehirlerde karayolu trafiğinin düzgün akışı ile orantılıdır. Çift yönlü gidiş-gelişi olan bir şehir içi trafiğinde bir yönde örneğin geliş yönünde hızlı akan bir araç trafiğine karşın eğer karşı gidiş yönünde yavaş akan bir trafik varsa bu o toplumun yaşadığı yerleşim açısından şehrin planlanması alanındaki başarısızlığını ve plansızlığını gösterir.

Şehir içinde bahsedilen fiziksel engeller yayaların ve araçların can güvenliğini sağlayan yollara yapılan hız kesici beton ya da asfalt ve beton tümsek bariyerler ve hız kesici kauçuk, plastik kasisler hatta büyük tonajlı vasıtalar için metal hız kesicilerdir.

Bir de resimde görüleceği üzere doğal hız kesiciler vardır. (!)

Bu doğal kesicilerden birine büyük bir alış veriş merkezinin hemen yanında bulunan bir yolda rastlayabilirsiniz. Üzerinde belli ki idarenin verdiği bir fosforlu mont giyen görevliye bu çamurdan insanların bir mucize eseri olarak ayakkabıları çamurlu olarak geçerek bu büyük market zincirinden içeriye girmeye çabaladıklarını görünce toplumsal duyarlılık olmadan bir toplumun ne düzelebileceğini ne de gelişebileceğini bilen olarak aslında iktisadi alanda söylenmiş bir söz olan Fransızların ünlü ‘laissez faire, laissez passer’ ilkesi uyarınca yönetim karışmazsa ekonomik olayların tıkırında işleyeceği ve sonunda bir dengeye kavuşacağı düşüncesi oluşursa da tersi durumlara yani her şeyin oluruna bırakılmayacağı gibi bazı olaylara günlük hayatta rastlanmasının nasıl mümkün olabileceği düşünülebilir. İnsanoğlunun başına gelen her bir felaketin temelinde bu tip neme lazım kültürünün yatıyor olmasına şaşırmamak gerekir.   

Bir söylentiye göre bir Rus Çariçesinin ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ politikalarını ilk kez dile getiren fizyokratları sarayına davet ederek ekonomik bunalımdan ve çalkantılardan nasıl çıkacağını sorması üzerine fizyokratların ‘her şeyi kendi haline bırakılması ve durumun kendiliğinden düzeleceği’ cevabını alması üzerine saraydan kovulmalarına karşın bunun hiç te öyle kolay ve önerilecek bir şey olamayacağının bilinmesi gerekir. 

İktisadi olaylarda olduğu ya da dışında olduğu gibi bir ünlü alış veriş merkezinin hemen yanında bulunan yukarıdaki su ile çamur karışımıyla dolu yukarıda resmi görülen alanı ele alalım. Sorumlusu her kim ise bu çukurun su ve çamur ile dolu olmasının kabul edilememezliği içinde eğer organiğinden tutun da ambalajlı unlu mamuller satmakta olan sadece bu tür bir görsellikle satış yaptığını zanneden bu alışveriş merkezinin sorumlu ve de yetkilisine bunun düzeltilmesi istendiğinde konu hakkında bilgisi ancak ilgisi olmayan bu sorumlu zat-ı muhteremin adeta ‘kendiliğinden düzelir’ edasıyla ‘bizlik bir şey yok’ diyerek ayakları çamurlarla bezenmiş müşterilerin kendi mağazalarına girmesini kabul edebiliyor ve bu lafı ederekten aslında bu rezillikten haberi dahi olmayan ilgili mercilere bildirmiyorsa, bu bildirim ile ilgili birim hemen harekete geçip bu yerdeki çamurlarla dolu çukurların sorumlusu olarak bu duruma müdahale etmiyorsa ya da müşterilerin neredeyse hepsinin şikâyetçi olmadan ekmeğini, suyunu şusunu busunu buradan almaya devam ediyorsa bizim de buranın bir fotoğrafını çekip paylaşmaktan başka şansımız olmadığını söylersek, o tu kaka edilen sosyal medya denilen psikolojik davranışlardan şikâyet etmemizin anlamı olabilir mi hiç?

Bu durum XVIII. yüzyıla ait bir söz olan ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ düşüncesiyle yukarıda örneğini verdiğimiz gıda ürünlerini de satmaya devam eden bu alışveriş merkezinin yanında bulunan ‘su-çukur-çamur’ insan yapımı ancak doğal fiziksel engelinin psikolojik bir sonucu olan ‘neme lazım kültürünün’ daha etken bir davranış modeli hissiyatıyla hareket eden duyarsız-ilgisiz-pasifize olmuş toplumsal bir davranış ezikliği gösterirken ve bu durumdan milyon TL lik otomobillere sahip olan ve çevresindeki birçok kuruluşun binalarında görev yapanlar da memnun ise bu durumun ‘bir ülkenin trafiğine bak medeniyetini gör’ sözünün ne kadar doğru olduğunu göstermesi ve bütün bunlardan bizim de kendimize bir vazife çıkarmamamız mı gerekiyor?

ARKEOTEKNO  

 .