RUHSAL ZEKA NE KADAR ÖNEMLİ?
S. Vedat Karaarslan
Arkeolog- Y. Mühendis
Ruhsal Zekânın (SQ) nün gelişimi genetik kodlar ile ilgili olduğu kadar eğitim (örneğin piyano eğitiminin her iki eldeki parmakları çalıştırmanın beynin iki lobunun kullanılmasına yol açtığı gibi), aile ortamı, ikili ilişkiler gibi çevresel koşulların da oluşturduğu bir davranış modeli olarak her bir toplumun aynası olacak şekilde milletlerin sezgisel çağa ayak uydurabilmelerini sağlayacak bir gelişmeyi kendi toplumları için sağlayacaktır.
Toplumların oluşumunu sağlayan her bir bireyin sağ ve sol beyin loplarının her ikisini de dengeli kullanımının ölçüsü olan SQ seviyesinin toplum yapısını ne kadar ileriye götürebileceği veya geri bıraktırabileceğine yönelik çalışmalar önemlidir. .
İnsandaki ruhsallığın temeli olan bilincin tanımı genetik ve astrolojik veriler tabanında gelişen çevresel algılamalar sentezinin oluşturduğu ve adına ‘ben’ adını verdiğimiz bir olgudur. Tıbbi açıdan ise ‘bilinç’ in oluşumu ise, nörologların da ittifak ile kabul etmiş olduğu bir yaklaşım ile beyini oluşturan etli maddeyi (mass) düşünce gücü ile anne rahminde oluşmaya başlaması titreşime dayalı kalbin oluşumundan tam 22 gün sonra başlar. Bilincin bu şekilde beyini oluşturmaya başlamasını nörologlar insanın genetik düzenlemesi olan bir DNA içinde sırasını bilerek dizilişini oluşturan ‘aptal’ moleküllerin nasıl oluyor da bunu başarabildiklerinin hala anlaşılamamış olduğuna bağlıyorlar.
O halde bilincin (şuur) yönetimi insan genetiği üzerinde anlaşılması güç matematiksel formüllerle ifade edildiği gibi hücreler üzerindeki düzenleyici ve toparlayıcı etkisinin aynen bir bilgisayar donanımına yüklenen yazılım gibi insan beynine de yüklenebilen yazılım olarak insanda ruhsal zeka kullanımı ile eşdeğer olduğunu söyleyebiliriz.
Bilinçaltı ise beynin bilinç bölümünü oluşturan "cerebral korteks" kısmına gelen farklı frekanslardaki kozmik titreşimler ile rezonansta olan kısmı olarak bilinir ki her ikisinin toplamı da insanda ‘ego’ denilen psikolojik davranışı oluşturur.
O halde insanda ego, kozmik titreşimlerin insan beynini farklı frekanslar ile etkileyerek bilinç ve bilinçaltı düşünce tarzlarının oluşmasına yarayan iki psikolojik davranışın toplamı olarak tanımlanır.
İnsanın ruhsal zekasının yönelimi ise bilinç ve bilinçaltının aynen insan beyninin iki yarım küresinin dengeli kullanımı gibi ortaya çıkan davranışlarını dengeleyen bir psikolojik unsur olarak tekamül eder.
ARKEOTEKNO
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın