GÜMÜŞHANE’DE SORDA’NIN ÜNLÜ TAHTA KÖPRÜSÜ VE KIBRIS

Gümüşhane ilimizin günümüzde adı Bağlarbaşı Mahallesi olarak bilinen Sorda’nın ortasından geçerek mahalleyi ikiye bölen Harşit Çayı üzerinde halen yerinde başka bir köprü bulunan mahalle ustalarının mahareti ile tahtadan yapılmış bir köprüsü vardı. Köprünün üzeri birbirine dayalı yuvarlak ancak yer yer açılmış aralıklarından korkmadan atlayarak geçen ilkokul öğrencilerinin okullarına gittikleri bu merteklerin ayaklar da dâhil tahtadan yapılmış ana gövdesi üzerine dizilerek yapılması köprüyü yapan ustanın oluşabilecek sarsıntı ve titreşimleri köprünün her yanına dağıtma amacıyla çökmesini önleme düşüncesindeki bilgi ve maharetini gösterirdi. Buna günümüz modern fizik kanunlarında köprünün çökmesini önlemek üzere titreşimlerinin zaman ve şiddet olarak eşitlenmesi olarak bilinen ‘rezonans’ adı verilir.

Yapımından sonra yaklaşık 4 ay sonra 67 km/saniye hızla esen rüzgârla rezonansa giren Amerika’daki Tacoma Narrow adlı asma köprünün yıkılmasına rağmen altından geçen tonlarca suya, üzerinden geçen araç titreşimlerine direnen Sorda’nın bu tahta köprüsünün üst tabanı merteklerden alt kısmı ise Harşit Çayı’nın her iki yakasına oturan kalın tahta kalaslarla birleştirilmişti. Kenarlarında yine aralıklı olarak tahtadan yapılmış korunaklı sağlam ancak üzerinden geçmekte olan araçların da bir an önce köprü üzerinden geçme gayretinde oldukları hissiyatı vermesi ve bakana dayanıksız olduğu izlenimi veren sağlam yapılı bu köprü üzerinden araçların geçmesi için tekerlerinin ölçeğinde takip edebileceği ikişer adet aralıklı uzun kalaslar vardı. Üzerinden sürekli geçmekte olan motorlu veya at arabalarının tekerlerine geçirilmiş oval demir çubukların sarsıntı ve titreşimleri nedeniyle köprüde yer yer delikler açılmıştı.

Coştuğu zaman ne yapacağı pek anlaşılamayan sel halindeyken bazen insanların da kapıldığı önüne ne gelirse silip süpüren halk arasında Küçük Dere de denilen normal zamanlarda Sorda bahçelerinin sulama amaçlı da kullandıkları Mavrangel Deresi, yatağından taşarak Sorda’nın ünlü bahçelerini balıklarla dolduran Harşit Çayı’nın seli ile birleşerek dayanıksız olduğu izlenimi veren ancak son derece kuvvetli yapılmış bu tahta köprünün altından süzülerek akardı. Bahçelerin içindeki sulardan toplanan bu balıklar aynı zamanda yöre halkının yiyecek ihtiyacını da karşılardı.  

İlkbahar aylarında Sorda’nın bu ünlü köprüsünün altından bir çamur- sel deryası olarak geçmeye başlamasıyla köprünün üzerindeki bu delikler, çocukların gözleri ile aşağıdan akmakta olan her şeyi önüne katan bu deryaya korkmadan baktıkları bir gözetleme unsuru haline gelirdi. Köprünün üzerindeki yer yer kendiliğinden oluşmuş bu deliklerden içinde neredeyse her şeyi önüne katarak geçmekte olan sel sularına korkusuzca bakmakta olan bu çocukların yaşadıkları geçmişin geleceğe taşındığı önemli tarihsel hikâyelerle doludur.

Eski Türkçede çokluk anlamına gelen ‘köp’ kökünden üretilen ve birçok görüşün yanında ‘köpmek’ fiilinin ‘köp’ kökünden türediğini bunun nedeninin de köprülerin eskiden yapıların üstünde yay biçiminde ve ortası şişkin olarak kurulması olarak tanımlanmasına rağmen Sorda’nın tahtadan yapılmış bu düz köprüsü başında zaman zaman toplanarak oynayan bu çocuklar, mahallenin çarşısındaki Sefer Dayı’nın taş fırınından evine ekmek götürmekte olan 'Yusuf Emmi' ile zaman zaman karşılaşırlardı.

Yusuf Emmi, tahta köprünün başında dinlenirken bir yandan da pantolonunun cebindeki şekerleri avuçlayarak çıkardıktan sonra çocuklara sorardı:

‘söyleyin bakalım Gıbrıs’a en önde kim gidecek?’ diye.

Sonrasında da eklerdi:

‘gidecek olanlara bu şekerlerden vereceğim’

Çocuklar bir yandan ‘Gıbrıs nerede?’ diye birbirlerine sorarlarken ‘ben gideceğim, ben gideceğim’ diye cevaplar alınca mahallenin güngörmüş büyüğü Yusuf Emmi, bu kez gururlu bir şekilde tok bir ses ile ‘aferin size’ diyerek avucundaki şekerleri çocuklara paylaştırırdı.

Kıbrıs Harekâtının öncesinde 1967 olayları sonrasında Kıbrıs sorunu oldukça karmaşık bir mesele olarak ülkenin gündemindeydi.

Bu çocuklardan kaçının Kıbrıs Harekâtına katılmış olduğu bilinemez ve üzerinden geçerken uğultulu tiz bir ses çıkaran büyük anılarla dolu tarihe tanıklık eden Harşit Çayı’nın içilesi ve balıklarla dolu berrak suları üzerindeki Sorda’nın yaşanmışlıkları ile tarihsellik kokan bu tahta köprüsü artık yok olsa da, anıları hâlâ tazeliğini korumakta devam ediyor.

ARKEOTEKNO 

NOT: Halen yerinde başka bir köprü bulunan Sorda'nın ünlü Tahta Köprü'sünün resmi bulunamadığı için temsili bir resim kullanılmıştır. 

https://www.arttablo.com/kanvas-tablolar/doga-manzaralari/eski-ahsap-tahta-kopru-ve-sonbahar-manzarali-kanvas-tablo/175