BÜYÜK TAARRUZDA 30 AĞUSTOS 1922' DE NE OLDU?
Hükümeti ve karargâhı ile olan iletişimsizlik nedeniyle ordu komutanlığına atandığından habersiz olarak birliğinin beyaz bayrak çekerek teslim olmasından sonra Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhına getirilerek ordu komutanlığın atandığı haberini istihbarat ile elde eden Türk Orduları Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa’dan alan Yunan orduları başkomutanı Trikupis, anılarında Başkumandanlık Meydan Muharebesi olarak bildiğimiz savaş, Yunan askeri kayıtlarına Ali Viran/Allı Ören Muharebesi olarak geçer.
Mustafa Kemal Paşa’nın Yunanistan’a iade edileceği anda diğer komutanlar gibi idam edileceği [1] düşüncesiyle Kırşehir’de bir yıl esir olarak tuttuğu ve iade etmediği komutan Trikupis, Çalköy (Zafertepeçalköy/Kütahya) [2] yakınlarındaki tümenleri birleştirerek 30 Ağustos 1922 sabahı saat 11.00 sularında Banaz istikametine doğru kendisini korumakta olan bir topçu bataryası ile geri çekilmeye başlamıştı. Bu geriye çekiliş harekâtı sırasında alayının tam ortasına bir top güllesi isabet etmiş subayları da dahil olmak üzere büyük oranda zayiat vermişlerdi. Arkasından kendisini takip etmekte olan 2. Kolordu komutanı General Digenis, Trikupis ve askerlerin öldüğünü zannetmişlerdi. Trikupis’in askeri kuvveti, bir tümen bile değildi.
Subay ve askerlerin tükenmişliği akıl sağlıklarını da etkilemişti. Murat Dağı yönünde çekilen ordu bakiyesinin erleri ormanlık alandan geçerken 'ağaçları güzel parklar, kalın gövdelerini muhteşem binaların zarif sütunları olarak kabul” etmeye başlamıştı. (Askerler halüsinasyon (varsanı) görmeye başlamışlardı.) Trikupis’in yanı başında atıyla yol alan General Digenis orman içinden geçerken Trikupis’e dönüp, içinden geçtikleri çiftliklerin güzelliğinden ve hayran kaldığından bahsetmeye başlamıştı. Trikupis hayretle çiftlik falan olmadığını söyleyince ısrar etmiş, o ısrar edince Trikupis de kendisinden şüphelenmişti. Digenis az sonra baş dönmesiyle atından düşmüş, sonra tamamen kendini kaybetmişti. Karargâh subaylarından biri öldü diyerek üzerindeki yazı ve notları almaya başladığında kendine gelmişti. Doktorun müdahalesi ile ayağa kaldırılıp bir tahtanın üzerine alınmak istendiğinde ise hayal ettiği köşkün kapısını kırmaya kalkmış, yere düşmüştü. Tirikupis diyor ki “Az kalsın uçurumdan yuvarlanıyordu. Çünkü yanındaki uçurumun boşluğunu kapı olarak kabul etmişti'
Türk topçusunun 30 Ağustos 1922 tarihindeki yoğun ateşi altında Trikopis ise kendine mahsus olan topçu bataryası ile Banaz istikametine doğru kaçış yolundaydı. Bir ara yanına gelen birkaç Yunan askeri yoğun Türk topçusundan kurtulmak üzere güvenli bir yere gitmeleri gerektiğini söylemişti ama atlı askerleri de panik içerisinde kaçışıyor bu yoğun Türk topu ateşi altında Trikopis’in emirlerinin ne olduğu anlaşılmıyor ve duyulmuyordu.
Türklerin sekiz tümeni ile sarılan Yunan askerlerinin tek çaresi batıya doğru kaçmaktı. Türk süvari komutanı Fahrettin (Altay) Paşa, bu başarılı operasyonun mimarlarından birisiydi ve bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın idare ettiği bir savaş olduğu için bu savaş Başkumandanlık Meydan Savaşı veya Dumlupınar Meydan Muharebesi olarak adlandırılmış Yunan askeri kayıtlarına ise bu savaşa bir diğer isim olarak ‘ölüm çukuru’ adı verilmişti. [Daha sonra 2007 yılında projelendirilen Altay tanklarına da adını verecek olan soyadı kanunu ile bizzat Atatürk’ün adını verdiği Fahrettin Altay, 5.Kolordo’nun komutanı olarak İzmir’e ilk iren 'atlar Türklerin kanatlarıdır' diye Yusuf Has Hacib'in ünlü eseri Kutadgu Bilig'de yazılanlar gibi Türk Ordusu'nun süvarilerinin komutanıydı.]
Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Milletlerin Çarpışması’ olarak tanımladığı Meydan Muharebesi kazanılmıştı.
Şimdi söz Mustafa Kemal Paşa’da idi,
‘Artık durmadan İzmir'e yürüyecektik Efendiler, Ağustos’un otuz birinci günü takriben zevalde idi ki, yine bu Çal köyünde, yıkık bir evin avlusu içinde İsmet Paşa ve Fevzi Paşa ile buluştuk. Kırık kağnı arabalarının döşeme ve oklarına ilişerek bundan sonraki vaziyeti mütalâa ettik. Kazandığımız meydan muharebesinin bütün seferi hitama erdirebilecek bir azamet ve ehemmiyette olduğundan ittifak ettik. Şimdi Bursa istikametinde çekilen düşman kuvvetlerini mahvetmekle beraber bütün orduyu aslî ile bilâaram İzmir'e yürüyecektik.’
ARKEOTEKNO
[1] Nitekim savaş sonucunda Yunanistan'da yapılan duruşmalar sonucu, 28 Kasım 1922'de aralarında Yeoryos Hacıanestis, Başbakan Dimitrios Gunaris, Georgios Baltatzis, Nikolaos Stratos, Nikolaos Theotokis, Petros Protopapadakis olmak üzere altı kişi Anadolu'daki yenilgiler (Μικρασιατική καταστροφή / Mikrasiatiki Katastrofi: Küçük Asya Faciası) nedeniyle idama mahkûm edildi. İade edilen Trikupis ise hiç yargılanmadı.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın