STRES YÖNETİMİNİN ANA HATLARI
S. Vedat Karaarslan
Psikolojik yönden stresin zararlı ya da zararsız olmasını göz ardı ederek günlük hayatımızda kullandığımız stresin hepsinin zararlı olduğunu söylemek bilim dışı bir tanımlama olarak görülür.
Zararlı olmadığı zaman yaşamın da olanaksızlığı üzerinde durulan stresin olumlu ya da olumsuz olmasındaki fark, stres kelimesinin etimolojisi incelendiğinde de açık olarak tespit edilebilen bir husustur.
Bizim her zaman stres olarak nitelendirdiğimiz ve anladığımız stresin İngilizce yazımı 'distress' iken bunun karşılığında 'eustress' olarak bilinen 'iyi ya da olumlu stres' kelimenin başında kullanılan 'eu' ön ekinin Yunanca 'iyi' anlamına gelmesinden kaynaklanır.
Psikolog Hans Selye, her iki stres türünün de insan psikolojisine farklı uyarımlar gösteren bir sonucu ortaya çıkardığını klinik deneyler sonucu belirlemiştir.
Selye stresin tanımını olumsuz stres ve pozitif stres olarak iki bölümde inceleyerek herhangi bir anda vücutta devam eden tüm farklı uyumların toplamı olarak stresin beyindeki kontrol bölgelerini biyolojik olarak HPA (Hipotalamik- Hipofiz- Adrenalin) olarak belirlemişti.
Beynin stres hormonu olarak bilinen kartikotropin salgılatıcı faktör veya CRF (Cartikotropin Release Factor) nin hipotalamus tarafından CRH salgılanmasına neden olur. Bu hormon günde 10 miligram kadar beyindeki hipofiz bezinden salgılanarak böbreküstü bezlerini uyarır. Böbreküstü bezleri de kortizol üreterek kan basıncını ve kan şekerini kontrol altına alır. [1] Kan şekeri ve kan basıncını etkilediği bilinen stres, aynı zamanda ruhsal durumu düzene sokan tiroid hormonu tarafından üretilen kortizol seviyesi ile de etkilenir.
Beyindeki hipotalamus veya hipofiz bezinden CRH (Kartikotropin Hormon, CRH) olarak böbreküstü bezlerine ulaşarak uyarması ve bu bezin kortizol salgılayarak kan şekeri ve basıncının kontrol edememesi ruhsal durumu düzene sokan tiroid hormonu kortizollarının vücutta beklenen seviyelerde olmaması 'olumsuz stresin' ana kaynağıdır.
Stresle başa çıkabilmenin püf noktaları ise D (Değiştir), K (Kabul et), B (Boşver), Y (Yaşam Tarzını Yönet) olarak bilinen DKBY yöntemini uygulama ile gerçekleştirilebilir.
Modelde her bir başlık altında ne yapılması gerektiği yukarıdaki şekilde izah edilmektedir. İnsan davranış modeli olarak kontrol edilebilir bir özellikte olan stres, insanda sinirlilik, aşırı yeme alışkanlıkları, kendinden başkalarını sert bir şekilde yönlendirme isteği, kendini yalnızlığa itme (izolasyon), alışveriş çılgınlığı gibi sonuçlar ortaya çıkarır. [2]
Stres beyinde aşırı bir şekilde glutamat üretimini artırabilir ve serbest radikallerin beyinde hücrelere saldırmasına ve yeni hücre üretiminin gerçekleşmesine mani olabilir. Anılar ve duyguları stres ile etkilenebilir ve ortaya çıkabilecek 'Korku' septomlarının yine beynin bir bölümü olan amigdalada birikmesine beynin iltihaplanmasına ve insanın mutlu olmasının temel göstergesi olan serotonin ve dopamin hormonunun üretilmesini ortadan kaldırabilir. [3]
Bunları önlemenin yolu; besinsel olarak antioksidan gıdaları tüketmek , kafeini azaltmak ve daha iyi uyku önerilirken sosyal yaşamda öncelikleri tespit etmek, strese neden olan hususları belirlemek, yaşamdan beklentileri değerlendirmek, sağlıklı bir yaşama başlamak, yaşamda değiştirilebilecekleri öğrenerek kabul etmek DKBY kuralının ana başlıkları olarak belirlenebilir.
Bütün bu 'disstress' konuları beynimiz ve vücudumuzdaki kortizol seviyeleri ilişkili iken olumlu stres olarak bilinen 'eustress' ise kişiye motivasyon ve yaşamdan umutlu olmasını sağlayan insanın ruhsal durumunu tiroid bezi üzerinden bir geri besleme ile olumsuz stresi pozitif strese çevrilmesine katkı yapabilecek bir özelliğe sahip olması ile ilişkilidir.
ARKEOTEKNO
KAYNAKLAR
[1] İlkel çağlarda Avustralya yerlilerinin öldürdükleri kişinin böbrek yağlarını (kidney fat) almaları rakibinin yenilgiye uğratılması ile ilişkili bir ritüel olarak bilinirdi. Öldürdüğü kişinin böbrek yağını almak rakibinin kesinlikle öldüğüne delalet ederdi. Bu ritüelin ardında yatan gerçek kişinin kan basıncı veya şekerinin kontrol eden böbreküstü bezleri eski zamanlardan bu yana böbreğin bilinen işlevselliğine dair bir öngörü olabilir mi diye düşünmek gerekir.
[2] https://www.uakron.edu/armyrotc/MS1/14.pdf
[3] https://www.powerofpositivity.com/how-stress-changes-brain/
[4] https://www.nature.com/articles/mp2015196
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın