PAYLAŞILAMAYAN GÖBEKLİTEPE'Yİ NEOLOTİK ÇAĞDA KİM İNŞAA ETTİ?

Her ne kadar bazı görüşlere göre tapınak olmadığı ileriye sürülüyor olsa da Çanak Çömleksiz B döneminde (arkeolojik tanımlama ile PPNB dönemi, m.ö. 8000-7000) inşa edildiği kesin olarak belirlenen Göbeklitepe' ye (Şanlıurfa) yakın önemli neolitik yerleşim alanları olan Çayönü ve Nevali Çöri ile Hallan Çemi ile olan ilişkisi üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Bu ilişkiyi taşlar üzerinde ortak semboller (akbaba) bulunması nedeniyle in  günümüzden 9000 yıl önce kurulan Çatalhöyük'e kadar uzatmak mümkündür.

Göbeklitepe'yi Nevali Çöri'de olduğu gibi T biçimli taş anıtlar ve Çayönü'nde bulunan yerleşimlerde olduğu gibi zeminin terrazo yapılı oluşu Hallan Çemi ile ise bezemeli taş kap parçasındaki figürlerdeki benzer tasvirler bu bölgede yaşayan insanlar arasında ortak bir kültür alanı oluşturulmuş olduğunu ortaya koyar.   

Paylaşılamayan Göbeklitepe' yi kim inşaa etti sorusu belki de günümüz arkeolojisinin en önemli sorularından bir tanesidir.

Önümüzdeki 2019 yılının Göbeklitepe yılı olarak ilan edilecek olması bu tapınak hakkındaki spekülasyonları daha da artıracak gibi görünmektedir.

Ancak görünen o ki bu alan ile ilgili en fazla diğer arkeolojik alanlarda olduğu gibi yabancı ülke uzmanlarının gerek yabancı dilde gerekse çok az da olsa Türkçe yayınlarda birbirine Göbeklitepe ile ilgili biribirine zıt yorumlar içeren bilgiler pek revaçta... 

Graham Hancock günümüzden 12.000 yıl önce yapıldığı bilinen Şanlıurfa'daki Göbeklitepe' yi tapınak olarak kullanan insanların daha sonra burayı terk ederek İngiltere'deki Stonehenge'yi de kurmuş olabileceklerini, Giza Piramitleri olarak bilinen Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinin ise esasında firavunların değil m.ö.9-11 binlerde ekinoks halinde içinde Güneş'in de bulunduğu Aslan Takım Yıldızına bakar şekilde firavunlar çağından çok daha önce inşa edilmiş olduğunu söyler.

Sonuç olarak; Nil Vadisi ile Göbeklitepe 'deki yüksek kültürlü bir kavimler arası bir ilişkinin İngiltere'deki proto-Stonehenge'i de inşa eden halkın öncülleri olduğu fikri ortaya atılır.

Tam da dünyada küresel felaketlerin yaşanmış olduğu m.ö. 10.900-10.800 yılları arasındaki kaos, birbirleri ile coğrafik olarak uzak olan Mısır-Anadolu-İngiltere arasındaki kültürel ilişkinin ortaya koyulması açısından bir hayli tartışma götüren bir iddia olarak çözülmesi gereken önemli bir husus olarak ortada durmaktadır. 

New Dawn Magazine, (July 2017) nde yayımlamış olduğu A Global Aboriginal [1]  Australian Culture? adlı bir makalede Göbeklitepe'nin Avustralya' nın yerlileri Aborjinler tarafından yapılmış olduğunu ileriye sürerek buna neden olarak aşağıdaki resimdeki benzer figürleri gösterilir. [2]

Bu görüş esasında bir İngiliz antropolog Sir Walter Baldwin Spencer'in 'Accross Australia' aslı kitabında yer alan bir şifacının göğsünde yer alan 'C' harfinin  benzerinin Göbeklitepe'deki D yapısının 18 numaralı dikilitaşındaki benzer tasvirlere dayandırılmaktadır.

Bütün bunlarla birlikte Göbeklitepe ile başkenti Halikarnassos olan ( günümüzde Bodrum) olan antik çağların Karia'sı ile de ilişkilendirilmeye çalışılan yaklaşımlarla varılmak istenen bir diğer sonuç ise T sütunlarının haç benzerliği ile üzerlerinde yer alan bol yılan tasvirleri nedeniyle Hewya'nın oğlu Oryah' a kadar uzanan teoriler de öne sürülür.

Göbeklitepe' nin Harranlı Sabilerin merkezi ya da Mu kıtası ile olan ilişkisi ise ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte  Göbeklitepe'nin inşa edildiği dönemde kutupyılıdızının görünmediği buna karşın bu dönemdeki şamanların daha çok Sirius ve Orion yıldızlarını değil Arapça bir sözcük olan ve kuyruk anlamına gelen Kuğu Takımyıldızının en parlak yıldızı olan  Deneb (alpha cygni) yıldızını gözlemledikleri de ileriye sürülmektedir.

İngiliz Arkeolog Profesör Ian Hodder antik bir şehrin harabeleri ortasına bir piyano koyarak nesneler ile insanlar arasında ilişkiyi tanımlayan bir takım psikolojik tanımlamalar ile arkeolojinin yorumunu daha da ileriye taşır. [3] Günümüz arkeolojisinde kazılar sonucunda bulunan objelerin sadece tipolojik tanımlamalarına dayalı müzelerde teşhir edilme yöntemine karşın geliştirilen 'kuramsal arkeoloji' ile insan-nesne ilişkisi ortaya konulması arkeolojinin yeni bir alanı olarak açıklanıyor.

Bununla birlikte prehistorya adı verilen tarih öncesi tanımlamalarda 'yazı olmadığı' için kanıta dayalı arkeoloji yapabilmenin tek yolu sembollerin ve buluntuların daha çok yoruma dayalı yaklaşımlarla orijinlerinin belirlenmesi gerektiği açıktır.

Yukarıda arz ettiğim farkı görüşlere dayalı değerlendirmelerin bütün kanıtların ortaya çıkarılması sonucunda bütünsel (holistik) bir yaklaşım ile ortaya konulabileceği aşikar olmakla birlikte Türkiye arkeolojisine yön veren kurumların da önümüzdeki yılın 'Göbeklitepe Yılı' ilan edilecek olması nedeniyle konu ile ilgili bol neşriyat yapılması gereği bulunmaktadır.  

ARKEOTEKNO 

[1] Aborjinler, m.ö. 50.000 yılarında Güneydoğu Asya'dan bu kıtaya göç etmiş ve  ne yazık ki 1999 yılında Avustralya Başbakanı' nın meclise sunduğu yasanın kabülüne kadar önce Darwin tarafından insan ırkının en alt düzeyi olarak tanımlanmış ve bu fikre dayalı olarak hiçbir yazılı kültüre sahip olmayan ve koku alma düzeyleri ve bellekleri gelişmemiş, çocuklarında istenç azlığı, yalana ve ödlekliğe yatkınlık , acıya daha fazla dayanıklılık gibi özellikler olan bir toplum olarak tanımladığı İngiltere'nin adada suçluların cezalarının sonrasında ıslah edilmek üzere 1800 lü yıllarda Avustralya'ya gönderilen POM (Prisonary of His Majesty) denilen Kral Hazretlerinin Mahkumları tarafından soykırıma uğratılmış bir topluluk olarak kabul edilmiştir. Bu görüşler Marlon Morgan' ın 'Bir Çift Yürek' adlı kitabından alınmıştır.    

[2] A Global Aboriginal Australian Culture? The Proof at Göbekli Tepe by Bruce Fenton

[3] Ian Hodder, Entanglement: Archaeology of the Relationships Between Humans and Things, Wiley -Blackwell, 2012