ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA KAHRAMAN DARDANOS BATARYASI: 7 NİSAN 1915
S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Elektronik Mühendisi (MSc.)
Sümerce ’dub’ kelimesi ‘tablet’ anlamına geldiği için Sümercede bütün bilgilerin yazıldığı tabletleri kullanıyor olmalarından dolayı öğretmen anlamında ‘edubba’ kelimesi 'tabletci' ya da 'tablet kullananın evi' anlamına gelir. Aynı kelime, Hititlerde tuppi olarak adlandırılmış ve bu kelime Türkçeye ‘top’ kelimesi olarak geçmiştir.
Top, yuvarlak olması nedeniyle her şeyin bir araya geldiği toplamak, toparlanmak, sağa sola yalpalayarak yürüyen ‘topal’ anlamındaki kelimenin kökeni de daha sonra diğer dillere geçen özbeöz kökeni Sümerceye kadar uzanan Türkçe olan ‘top’ kelimesine dayanır. İngilizcede gemilerde kullanılan toplara ‘gun’, karada kullanılan toplara ise ‘cannon’ adı verilmesi her ikisinin de atış menzillerinden kaynaklanıyorsa da ‘bombard’ olarak kullanılan kelime erken dönemlerde topa tutmak anlamına gelirdi.
Askeri anlamda kullanılan topların adlandırması ise mermisinin yuvarlak olmasından kaynaklanır. Barut ile bir mızrağın itilmesi şeklinde kullanılan ilkel askeri topun Çin’de 1132 yılında kullanılmasından, tahta (ahşap) top ve daha sonra dökme olarak imal edilen toplar ülkelerin savaş tarihlerinde önemli yer tutmuştur.
Avrupa’da kilise 1137 yılında Avrupa’da barutun ateşli silahlarda kullanılmasını yasaklamıştı. Daha sonraki yıllarda gelişmeye başlayan endüstriyel çalışmalara paralel olarak top, Osmanlı’ya barutun 1400 lı yıllarda girmesi ile gündeme gelen önemli bir silah gücü olmuştu.
Fatih Sultan Mehmet’in Macar Urban’a döktürdüğü adı ‘şahi’ olan topların uzunluğu 8.2 metre, gövde çapı 2.4 metre ve sıcağa dayanması için 30 cm kalınlığında et kalınlığı olan bronzdan yapılan namlunun iç çapı 75 cm genişliğindeydi. Bu toplar kullanılarak surlarında açılan gediklerle İstanbul’u fetheden Fatih, 1473 yılında Otlukbeli Savaşı’nda küçük çaplı topları imal etmesiyle karşısında Uzun Hasan’a Venedikliler tarafından vaat edilen ancak gönderilmeyen toplarının eksikliğine karşın galip gelmeyi bilmişti.
(İstanbul’un fethi sırasında kullanılan bu toplardan bir tanesinin (resim) İngiliz Kraliçesi Victoria tarafından Bab-ı Ali’den istendiği ve 1868 yılında Sultan Abdulaziz’in de verilmesini onayladığı sanılmaktadır. Topun geriye alınması için girişimler devam etmektedir.)
Viyana kuşatmasında Merzifonlu’nun muhteşem ordusunun ‘top’ olmadan yola koyulması büyük bir hezimete uğramasına neden olmuştu.
Toplar çıkardığı sesler ile fiziksel yok etme yanında savaşlarda askerlere karşı taraf üzerinde psikolojik üstünlük de sağlardı.
Osmanlı ordusunda batarya, bölük düzeyinde asıl silahı top olan birliklere verilen bir adlandırmaydı. Batarya bölükleri kendi silahlarını hareket ettirerek başka mevzilere geçebilme kabiliyet ve yetenekte olan ve her bölüğün içinde topun doldurulması, temizlenmesi, atış gibi görevleri olan elemanlardan oluşan birliklere verilen bir adlandırmadır.
I.Dünya harbi içindeki Çanakkale Savaşlarında İtilaf devletleri başkomutanı General Ian Hamilton savaşın ilk günlerinde 3 gemisinin batması üzerine paniğe kapılmıştı. İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchenere’e bir telgraf çekerek kara kuvvetlerinin tümünün kullanılmasına yönelik olarak Amiral Roebeck ile karar aldıklarını bildirmişti. Savaşın seyri bu kez denizden kara çarpışmalarına geçmek üzere denizdeki Nusret Mayın Gemisinin döşediği mayınları geçemeyen İtilaf Devletleri donanması boğazdan geçebilmek üzere kara harekâtı başlatacaktı.
Deniz savaşları sırasında Çanakkale Boğazında antik çağlardan bu yana hâkim konumda olan Dardanos adlı bölgeye kurulan Dardanos Bataryası adlı mevzii savaşın yönünü Osmanlı lehine çevirmişti.
Ancak Dardanos Bataryasının toplarının menzili kısaydı. Şubat aylarında Albion ve Triumph zırhlılarının ateşine maruz kalmasına rağmen kısa düşen top atışları İngiliz gemi personelinin gülüşmelerine neden oluyordu. Dardanos Bataryası Canopus ve Swiftsure adlı gemilerin uzun menzilli topları ile dövülüyor ancak bataryanın açtığı ateş sonucunda Canopus gemisine ağır hasar verilmişti. Dardanos Bataryası bu kez Prince George’in uzun menzilli toplarına maruz kalmıştı.
Savaşın 6-7 Mart 1915 safhasında Albion, Majestic, Prince George, Vengenance ve Suffren adlı gemilerle diğer Osmanlı bataryaları ile birlikte Dardanos bataryası sürekli ateş altındaydı. Dardanos Bataryası da Krupp ve mantelli (koruması olan top) toplarının ateşi ile Masquito gemisini boğazın dışına çıkmasına neden olmuştu.
Dardanos Bataryası başta Prens George ve batarya personelinin ‘kırık direk’ adını taktıkları Agamemnon olmak üzere düşman gemilerine zarar vermiş olması ile birlikte susturulamayan topları ile Osmanlı kuvvetlerine psikolojik üstünlük de sağlamasına rağmen öğleden hemen sonra düşman gemilerinden açılan yoğun top ateşi dolayısıyla batarya personeli büyük bir toprak yığını altında kalmıştı. Batarya top atışları ile savaşın yönünü değiştirmişti ancak savaşın en şiddetli günü olan 18 Mart 1915 tarihinde batarya Komutanı Üsteğmen Kilitbahirli Hasan ve Takım Subayı Trablusgarplı Mevsuf ile birlikte Telefoncu 3 er (İsmail, Mustafa, Mehmet) ve subay namzeti Halim şehit olmuşlardı.
Savaşın devam ettiği günler içinde 106 yıl önce bugün 7 Nisan 1915 tarihinde Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa, şehit Osmanlı askerlerinin anısına Dardanos Bataryasının adının ‘Hasan Mevsuf Bataryası’ olarak değiştirilmesi teklifini yapar ve bataryanın adı değiştirilir.
Bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın