GÜMÜŞHANE KURUM VADİSİ ARKEOLOJİSİ

Gümüşhane'deki Kurum Vadisi 3. derece arkeolojik sit alanı olarak bölgenin önemli bir turizm potansiyeli olarak görülen bir bölgenin adı…

Bölgedeki İskit Dağı'nın günümüzdeki adı Kolat Dağları olup Gümüşhane'nin Yağlıdere Köyü'nün kuzeyinde yer alır. Maçka'nın ise güneydoğusunda yer alır. Yağlıdere’ nin hemen yanında ise günümüzde Olucak olarak bilinen İmera köyü bulunur.

Kurum Vadisi burada yer alır.

Amasyalı Strabon,  Zigana Dağı'nın doğu yönündeki dağları Skydises Dağları olarak bildirir. Çok kayalık olan Skydises Dağları (Strabon) aynı zamanda Trabzon’un Maçka ilçesinin güneydoğu kısmında Gümüşhane ilinin doğu kısımlarını Bayburt ovasını da içine alan bölgededir.

Ksenofon’un ‘Onbinlerin Dönüşü’ adlı kitabında Grek askerlerinin abisine isyan bayrağı açan Pers Prensine yardım etmek üzere gittikleri İran'dan dönüş yolunda (m.ö. 401) denize ulaşmak üzere yaşadıkları maceralara bağlı olarak Karadeniz’i gördükleri yer olan Herodot’un Thekes Dağı olarak bildirdiği bugünkü Madur Dağı’ndan hemen sonra İskitler ile Makronları ayıran nehir olan Karadere Trabzon'un ilçesi olan Araklı'dan Karadeniz' e dökülür.  

SATALA (SADAK / KELKİT/ GÜMÜŞHANE)

Araklı’daki Karadere Vadisi Romalılar zamanında Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak Köyünde bulunan Satala lejyonuna direkt bir yol ile bağlı idi. Satala önemli bir Roma ileri karakolu olarak lejyonerlerin karargah kurduğu bir yerdi.

Nasıl ki antik çağlarda Roma İmparatorluğu'nun kuzeydeki sınırı Britanya'daki 116 Km lik Hadrian Duvarı ile m.s. 136 da inşa edilmiş ve yenemeyeceklerini anladıkları Keltler ile aralarında bir duvar örmüşlerse Roma'nın doğudaki sınırını da benzer şekilde sanki Araklı'dan Satala'ya doğru inen fiziki duvarı olmayan sanal bir şekilde düşünsel olarak lejyoner birlikler ile tahkim edilmiş bu tip ileri karakollar belirliyordu.   

Aynı yol ve Araklı Vadisi daha batıda olan Harşit Vadisi direnişi gibi I.Dünya Savaşı yıllarında Rus-Ermeni işgali sırasında çok önemli olaylara sahne olmuş ve Ruslara karşı savaşan Araklı direnişi tarihe geçmiştir. Araklı’nın Karadeniz kıyılarında birçok küçük sandal ve gemileri yakan ve daha sonra iç ve dağlık kesimlerine giren Rus askerleri buradaki Türk askerleri tarafından yenilgiye uğratılmışlardı.

Bu savaşların kahramanı daha sonra Mareşal olacak ünlü komutan Fevzi Paşa idi.Gümüşhane’nin Bağlarbaşı Mahallesi'ndeki Fevzi Paşa ilkokulu bu direnişe istinaden yöre halkı tarafından Fevzi Paşa'ya ithaf edilmişti.    

Sonuç olarak bölgedeki antik çağ halklarından Doğu Karadeniz Bölgesi'nin güneyinde yaşayan ve giydikleri büyük ve uzun şapkalara izafeten ve aynı amanda kafaları büyük olan kendilerine askerlerce Makron adı verilen halk, Grek  askerlerini diğer çevre halkların (Dril, Tibaren, Chalib...vs ) saldırılarından koruyarak denize ulaştırdığı ve bu bölgede zaten m.ö. 5 yüzyılda çağlarda mevcut bir Grek yerleşimi olsa idi askerlerin korunmaya gerek duymayacakları anlaşılmaktadır.  

İSKİTLERİN ÖNÜNDEN M.Ö.1000 YILINDA DOĞU KARADENİZ ÜZERİNDEN ANADOLU'YA GİREN KİMMERLERİN (KIRIM) GÖÇ YOLLARI 

Demek ki Strabon'un yaşadığı m.ö. 63 yıllarından önce Doğu Karadeniz Bölgesi'nde öncelikle bir İskit varlığını m.ö. 7. yüzyılda İskitlerin önünden kaçan Kimmerler tarafından m.ö.7. yüzyılda yıkılan Balkan kökenli Friglerin tarihine kadar uzatmak mümkündür.  

Amasyalı Strabon, antik çağlarda adını Skydises olarak verdiği ve bugün Kolat Dağları olarak bildiğimiz bu dağların bulunduğu Krom Vadisi m.ö.63 yılında bilinen adıyla çok taşlı bir geçit olan Skyides adının Grekçe ' de de kayalık yer anlamına gelen  Kromni kelimesi ile bağdaştırılması ise ayrı bir muammadır. 

Kolat ya da Skolat köken olarak İskitlere uzanır, şöyle ki antik çağlarda Grekler, İskitleri Skyth/İskit diye adlandırmış, aynı İskitler ise kendilerine Herodot’un aktardığı gibi Skolot diyorlardı. Asurlular ise Ashkuz , Khumri, Gimirri diyorlardı.Çinliler ise Sai diyorlardı. İskitlerin ilk kralının adı Koloksai idi. Koloksai zamanında Skolotlar m.ö. 7. Yüzyıldan itibaren kuzey Karadeniz’in kesin hakimleri olmuşlardı.

İskitlerin İrani bir topluluk olmadıklarının en büyük arkeolojik kanıtı ise Pers kralı II. Darius'un yaptırdığı Behistun Anıtındaki esir askerlerin en sonuna üçgen başlıklı 'İskit Askeri' elleri bağlı olarak tasvir ettirmesi ve anıtta İskitler ile Kimmerlerin aynı olduklarını gösteren 'gimirri' sözcüğünü yazdırmasıdır. Darius Karadeniz Sakaları üzerine m.ö.513 de saldırmıştı. Günümüzde Skitati kelimesi göçebe İskitlere nazire yaparcasına 'göçer insanları'  'gimirri' ise bir Tatar ülkesi olan Kırım' ı tanımlayan bir kelimedir.

Önemli bir meslek olarak İskitler gibi demircilik alanında usta olan günümüzde Sibirya'nın kuzey batı bölgelerinde yaşayan Sahalar, Güney Sibirya ve Orta Asya kökenli oldukları ve İskit ve Hunların devamı bir topluluk oldukları kabul edilir. Sahalar, esas olarak Çin kaynaklarında Guligan, Orhun Anıtlarında ise Kurikan olarak geçen Türk boylarına bağlıdır. (V.L Seroşevsky).  B.E. Petri  ise Sahaları Baykal kıyılarında bulunan 'kurumcu demircileri' ne bağlar. Anadolu'nun tam ortasında da Kızılcahamam'da Kurumcu adlı bir belde bulunur.  

Doğu Karadeniz' deki bu dağların devamı olan günümüzde Bayburt-Çaykara arasında Sultan Murat Yaylası'nın da bulunduğu Kemer Dağı, Osmanlı kayıtlarında Bulgar Dağları olarak geçer. Bu bölgeye yakın olan Gümüşhane'nin Torul ilçesinde gayrimüslim Bulgarların yaşadıkları bilinirdi. [1] 

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Trabzon İmparatoru'nun kızı Despina ile evlenmişti.Fatih Sultan Mehmet, 1461 yılında Trabzon'u almaya geldiğinde Uzun Hasan bu fetihi önlemek üzere annesi  Sara Hatun'u hediyelerle birlikte Fatih' e göndermişti. Fatih Sultan Mehmet Sara Hatun'a sanki annesiymiş gibi saygı göstermişti. Fatih ile Sara Hatun Bulgar Dağları eteklerinde görüşmüşlerdi ve Sara Hatun, Fatih Sultan Mehmet'e zorlu Bulgar Dağlarını aşmaya çalışarak Trabzon kentini almaya değmeyeceğini ve bu işten vaz geçmesini nasihat etmişti ama Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında Trabzon'u Osmanlı topraklarına katmıştı bile.[2] 

Anadolu'daki bir diğer Bulgar Dağı'da Mersin bölgesindedir ve değişik ad ile Bolkar olarak söylenir. Bir söylenceye göre Tuna Bulgarları Hakanı babasının adı Toktu olan Bulgarların Türk kimliğinden sıyrılarak Slav' laşmaya başladığı dönemlerin başlamasından hemen önce önemli Bulgar krallarından olan Krum Han, ms. 802-815 yılları arasında hüküm sürmüş ve Bizans Ordusunu yenmişti, İstanbul’u bile kuşatmıştı. İşte bu Orta Asyalı Omurtag Han'ın babası Krum Han'ın adının günümüzde Kurum Vadisini adlandırmış olduğu da söylenir.

 
ARKEOTEKNO  
 
 
 
KAYNAKLAR 
 
[1] M.Hanefi Bostan, XV-XVI. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat, TTK Yayınları, Ankara)
 
[2] Fahrettin Kırzıoğlu, 'Trabzon'un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet'in yaya aştığı Bulgar dağı neresidir'. Öncesi ve sonrasıyla Trabzon'un fethi, Trabzon Tarihi, Trabzon Belediyesi Yayınları, Ankara, 2001)