ÜTÜNÜN ARKEOLOJİSİ

S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis

İngilizce 'iron' ya da 'iren' kelimesinin 'demir' anlamına geldiğini ancak bu kelimenin hemen sonuna bir 'y' harfi koyarak yine İngilizce alaysı anlamına gelen 'irony' olarak bilinen kelimenin ise Yunanca 'Eironeia' dan geldiğini, ancak bu 'iron' kelimesinin Latince 'demir' anlamına gelen 'ferrum' olarak bilindiğini ancak aynı zamanda 'ütü' anlamına da gelmiş olması etimolojinin gücünü gösterir. Fransızca'da ütü, demir ile üstünden geçmek anlamına gelen 'fer de repasser' olarak kullanılır. Türkçe'de 'demir' Moğolca bir kelime olarak Sümerce 'tibira' kelimesindeki 'b' harfinin düşmesi ile yerine 'm' harfinin gelmesi olarak Asya Türkçesi'nde 'temür-temir-demir' olarak kullanılmış.

İlk bulunduğu yer  Anadolu olan 'demir' Hititlerde 'anbar' Sümerce 'den geçen bir kelime olarak, Mısırlıların 'altın' karşılığında talep ettikleri önemli bir metal olarak adını m.ö. 1280 yılındaki Truva Savaşı'ndan bu yana bugüne kadar arkeolojik kronolojiye göre gelen 'Demir Çağı' na da adını vermiştir. Türk mitolojisinde 'kutup yıldızı' sabit duran ve etrafında diğer yıldızların döndüğü 'demirkazık' olarak adlandırılmıştır. Demir, antik Mısır'da gökten geldiğine inanılan ve antik Avrupalıların kılıçlarını yaptıkları 'kutsal metal' olarak tanımladıkları bir madendir.          

Türkçe'de 'ütü' dediğimiz kelime Farsca 'od' anlamına da gelen yine bir Farsca kelime olan 'ateş' den gelen 'üt' ya da 'ot' anlamında yakmaktan üretilmiş eşyaya adını veren bir kelimedir. Ütü , Rusca'ya 'utyug' olarak Türkçe'den geçmiş bir kelimedir. [1] Ütmek aynı zamanda koyun, keçi gibi hayvanların kıllarını ateşte yakarak yok etmek anlamına da gelir.

Ütünün 2400 yıllık bir geçmişi var. Sıcak ilk ütü fonksiyonları bir tavanın ısıtılarak kullanılmasıyla m.ö. 1. yüzyılda ilk kez Çin'de kullanılmış. Grekler ısıtılmış demir çubukları kumaşların üzerinde basınç uygulayarak düzeltmeleri ve daha sonra Romalıların aynı yöntemle elbiseler üzerinde düzeltme işlemi yapan demir çubukları ile pile yapması, bu giysileri giyen kişilere toplum içinde ayrı bir statü sağlardı. Bu statü demirlerin kumaş üzerinde çevrilmesi ile oluşturulan pileler ve bunları yapan kölelerden gelmekteydi. Pile ve ütülü elbise giymek, statünün simgesi olarak fakir ve zenginin ayırt edilmesine yarayan en büyük işaretti. Böylece pileli ve düzgün togalar ile gezen Roma vatandaşları, statülerini bu zahmetli işleri yapan kölelere sahip oldukları ile göstermiş olurdu. Troya Kralı Priamos'un oğlu Paris' in kaçırdığı Helen, pileli bir Chiton giyerdi.

Çubuk ütüler Vikingler döneminde bir mantara benzeyen şekli ile kumaşların üzerini düzelten şekilde imal edildi, 15. yüzyılda ise Avrupalı devletlerin evlerinde bir metalin içine ısıtılmış tuğla yerleştirilen demirden yapılmış kutular bugünkü ütülerin formunu başlatan ilk kullanım olarak görüldü. Ütüler 19. yüzyılda eve kadar gelen gaz şebekesine de bağlanabilen bir kullanım aracı olarak kullanılmaya başlandı ancak bunun yangın oluşturma riski karşısında içine kömür ve odun ateşi de konulan yukarıdaki şekildeki gibi ütüler kullanılmaya başlandı.

Kömür ütüleri bir maşa ile mangal ya da sobadan alınan kömürlerin itina ile ütü içine yerleştirilerek oluşturulan ısı ile kumaşa baskı yapılması ile günümüzde dahi bazı koşullarda kullanılan bir aparattır.

Şimdiki ütülerin hafif ağırlıklarına rağmen 5 Kg da aşkın kömürlü ütüler ile ütülenen kumaşların daha uzun ömürlü ütülü kaldıkları bilinmekle birlikte, daha önce sobalar üzerinde ısıtılan ütüler (yukarıda) 1950 li yıllarda gaz ocağı üzerinde ısıtılarak kullanıldığı da olurdu.

Elektrikli ütünün bulunduğu 1882 yılında elektrik idarelerinin sadece gece elektrik vermesi nedeniyle ütülerin gece yapıldığı, 1940 lı yıllarda ise altından buharın çıktığı delik sayısının fazla olması ile şirketler rekabete girmişlerdi.

Bugünlerde bir başka moda kömürlü ütünün tost makinesi ya da et mangalı olarak kullanılması gastronomi kültüründe yeni bir adım olarak ütünün 2400 yıllık tarihi gelişim sürecinde yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor.(!)  

ARKEOTEKNO

[1] https://www.50languages.com/vocab/learn/tr/ru/23/

[2] İ.Zeki Eyüboğlu, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü