İYİMSER OLMANIN TEMEL ŞARTI TEMİZ BİR 'KAN' A SAHİP OLMAKTIR
Hipokrat’ın insan kişiliğini vücut sıvılarına bağlı olarak sinirli-asabi-hiddetli (choleric), melankolik, iyimser (sanguine) ve sakin-soğukkanlı (phlegmatic) olarak dört başlık altında toplaması ile psikolog Jung’un kişiliği içe ve dışa dönük olarak iki başlık altında toplamasının da Hipokrat’ın tanımı ile paralellik gösterir.
O halde içe dönük-dışa dönük gibi davranışsal bozukluğun temelinde Hipokrat’ın dört vücut sıvısı ile ilişkili olarak
kolerik, iyimser, melankolik ve soğukkanlı
olmak yatar.
İYİMSER VE KÖTÜMSER ( AN OPTIMIST AND A PESSIMIST) [VLADIMIR MAKOVSKY,1893]
Safra kesesi sıvısının fazla olmasının oluşturduğu asabiyet Yunan dilinde ‘kholerikos’ olarak adlandırılır. Bu kişiler daha enerjik ve girişken psikolojik davranışlar gösterir.
Genellikle olumlu düşünmenin anahtarı ise ‘sanguine’ kişiliği ise biyolojik olarak kanın kırmızı rengi ile ilişkindir. Gerçekten de kanın kalitesinin bir ölçüsü de kanın rengidir ve bu kişilerin de lider olma arzusu hep vardır. Yabancı literatürde 14. Yüzyıldan itibaren ‘kan kırmızısı, kan kırmızısı renkte’ anlamlarına da gelen sanguine kelimesi aynı zamanda neşeli, umutlu, canlı ve kendine güveni temsil eder.
Melankoliklerin daha mantık ve organizasyonel olmaları işlerinin iyiye gitmesini hep arzu etmeleri ve disiplinli yapılması isteği ile açıklanır. Melankoli kelimesi Grekçe μέλας (melas), "kara, siyah", ve χολή (kholi) yani ‘kara safra’ anlamına gelir. Karasevda olarak bilinen melankolik durum ruhsal ve bedeni faaliyetten uzak kalıp daimi kederli bir hava içinde bulunan ruh hastalarının halini tanımlar.
Değişime karşı dirençli ve içe dönük stoacı (yaşama uyumlu mutlu olmak) bir karakter phlegmatic yani vücut sıvısı olarak balgama [1] tekabül eder. Balgamın renginin şeffaf, sarı, siyah, kırmızı, kahverengi, kanlı ya da pembe renkli olmasına göre insanda zuhur eden hastalıkların nedenleri açıklanır.
Hılt adı da verilen kan, safra kesesi, kara safra ve balgam ağızdan alınan besinler yoluyla nasıl oluşur?
Besinlerin alınması ile vücutta sindirim nihayetinde et ve kemik oluşur. Açlık hormonu olarak bilinen öncelikle midedeki endokrin X(A) hücreleri tarafından salgılanan [İlhan, Erdost] ‘ghrelin’ hormonu ile kişi kendisini aç hisseder. Bu hormonun vücuttaki sol omuz kısmında bulunan bölgede daha aktif olduğu tokluk hissini veren leptin hormonunun ise sağ omuzda daha çok oluştuğu bilinir. Bu hormonun adı İngilizcede büyümek anlamına gelen ‘grow’ kelimesinden üretilme ve salgılatma anlamına gelen ‘relin’ ekinden oluşur. İştah hormonu olarak ‘appetite hormone’ olarak da bilinir. Yani kişinin ghrelin hormonunu salgılama kapasitesi yemek yeme ihtiyacı ile ilgili bir husustur. Tokluk hormonu olan bilinen Leptin ise Grekçe 'leptos' 'zayıf' kelimesi ile İngilizce 'thin' ince kelimesinin birleşmesinden oluşur. Besinin ilk girdiği yer olarak ağız, besinin kısmen sindirim için çiğneme yoluyla hazırlandığı bölüm olduğu malumdur. Buna hazmetmenin başlangıç noktası denilir. Yani hazmetme ağızda başlar. Besinler daha sonra sindirim ya da hazmetmenin ileri safhası olarak iç organ mideye gelir. Midede besinler midenin asidik ve pH değeri 1-2 olan öz suyu ile karışır ve sonuç olarak karışan besinler kana karışmak üzere bir sıvı olarak keymus adını alır. Bu kelime Arapça ya da Yunanca ‘kimus’ kelimesinden üretilmiş Osmanlıca bir kelimedir. Keymus vücut için yararlıdır. Mide bu öz suyu karaciğere, geri kalanını da atılmak üzere idrar ve dışkı olarak bağırsaklara gönderir. Karaciğere giden keymus, kan yapılmak üzere pişmeye başlar. Burada oluşan sıvının üstündeki köpük safra, altına çöken çökelti ise kara safra olarak adlandırılır. Karaciğerin tam olarak dönüştüremediği keymus ise balgam olur. Bu sıvılar daha sonra damarlara kan olarak geçer ve et ile kemiğin oluşumu ve gelişimi devam eder. Keymus ya da kimus mide bulamacı, ince bağırsaklara geçen bulamaç ise kilus adını alır.
Kilus, TDK sözlüğüne göre bağırsaktan gelen içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan olarak adlandırılır.
Kilus mideden gelen besinlerin zengin olduğu ak kan (lenf) olarak bilinir. Bu akkan bilinen akyuvarlar, yani beyaz kan hücreleri adını alır ve insanın bağışıklığının bir ölçüsü olarak bilinir. Tıptaki adı lökosittir, düşük olursa buna lökopeni, üst sınıra kadar çoğalırsa lökositoz denilir. Lökopeni kandaki beyaz kan hücreleri yani lökositin düşük olmasını ifade eder. Bu durumda kişi kendini sürekli halsiz hisseder ve bağışıklık düşer, insan halsizleşir. Sağlıklı bir insanın kanındaki lökosit oranı 1 mm3 başına 4000-10000 arasında olmalıdır. Bu oran vücuttaki toplam kan miktarının %1 ine tekabül eder. Vücut ağırlığı 70 Kg olan bir insanda ortalama 5600 miligram olan kan miktarının 56 miligramı akyuvar dediğimiz beyaz kan hücrelerinden oluşur. Beyaz kan hücrelerinin kan testleri içindeki tespiti WBC (White Blood Cell)olarak adlandırılır.
İnsan vücudunda idrar ile dışarıya atılan sıvının içinde lökosit oranı sıfır olmalıdır. Vücut kendisine yarayan bir şeyi neden dışarıya atsın ki. İdrardaki sıfır lkosit değeri bu anlama gelir. Beyaz kan hücreleri içinde yani akyuvarlar içinde %55-70 oranında nötrofiller en yüksek oranda bulunurlar. Bunlar vücuttaki her bozukluğa yani mikroplarla savaşan beyaz kan hücreleri olarak bilinir. Diğer beyaz kan hücreleri ise virüslere karşı korunulmasına yarayan lenfositler, parazitlere karşı savaşan eozinofiller, alerjiye karşı bazofiller, hasarlı hücreleri temizleyen monositler olarak adlandırılır. Lenf düğümleri insan vücudunda akyuvar içeren ve bağışıklığı güçlendiren renksiz sıvılar olarak bilinirler. .
İlkbaharda kan, yaz aylarında safra, sonbaharda kara safra ve nihayet kış aylarında ise balgam üretimi vücutta daha fazla olur.
Yoğurt, ceviz, yeşil çay, E vitamini almak ve sarımsak gibi besinler lökosit oranını artırmak için yenilmesi gereken gıdalardır. Folik asit kaynaklı besinler alınması tavsiye edilir.
Demek ki ilkbahar mevsiminin Mayıs ayında bulunduğumuz bu günlerde kanın kalitesini beyaz kan hücrelerinin Latince adı ile lökositin sağlıklı bir insan için öngörülen sınırlar içinde olması antik çağlardan bu yana ‘kanın’ ın yani ‘sanguine’ nin kaliteli olarak kişinin ‘iyimser’ olmasının temel koşulu olarak bilinir.
ARKEOTEKNO
KAYNAKLAR
[1] https://ankara.baskenthastaneleri.com/tr/tani-tedavi-birimlerimiz/kan-merkezi/kanin-yapisi-ve-gorevleri#:~:text=Dola%C5%9F%C4%B1mda%20ki%20toplam%20kan%20hacminin,50'si%20ise%20h%C3%BCcrelerden%20olu%C5%9Fur.
[2] https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/lokosit-beyaz-kure-wbc-nedir-ve-yuksekligi-dusuklugu-ne-anlama-gelir
[3] https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/12256/beyaz-kan-eksikligi-lokopeni-nedir-nasil-tedavi-edilir#:~:text=T%C4%B1p%20dilinde%20%E2%80%9Cl%C3%B6kosit%E2%80%9D%2C%20halk,yer%20alan%20%C3%B6nemli%20bir%20yap%C4%B1d%C4%B1r.
[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Lenf
[5] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/144450#:~:text=%C3%96zet%3A%20Ghrelin%2C%20%C3%B6ncelikli%20olarak%20midedeki,a%C4%9F%C4%B1rl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1n%20ayarlanma%2D%20s%C4%B1nda%20g%C3%B6rev%20al%C4%B1r.
[6] https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/folik-asit/#belirtiler
[7] https://www.freepik.com/premium-vector/businessman-cuts-pessimistic-balloon-his-head-optimist-pessimist-psychology-concept-colored-flat-graphic-vector-illustration-isolated_29270092.htm
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın