FATİH SULTAN MEHMET’İN GEÇTİĞİ GÜMÜŞHANE TAŞKÖPRÜ YAYLASI
Sultan Fatih II. Mehmet’in 1461 yılında rüyalarına giren Kastamonu/Sinop illeri başta olmak üzere Batı Karadeniz'in birçok vilayeti Candaroğlu Beyliğinin, Koyulhisar Akkoyunlu Devletinin, Trabzon Komnenos hanedanı, Torul ve Gümüşhane (Mesokaldiya) Bölgesi Kabazitas ailesinin elindeydi.
Akkoyunlu Devletinin Beyi Uzun Hasan, Komnenos hanedanından David’in kızkardeşi Kirya Katerina ile evliydi. Candaroğlu İsmail Bey ise Osmanlılara karşı zaman zaman Komnenos hanedanının müttefiği olarak Roma’ya elçi dahi göndermişti.
Karadeniz’in Ortaçağ Tarihi’ni yazan Bryer ve Winfield‘in yanlış ve hatalı bir şekilde kitabında Fatih’in kayınbiraderi (bazı kaynaklarda Fatih'in dayısı olarak yazmaktadır) olarak yazdığı Candaroğlu İsmail Bey, aslında Fatih’in Dulkadiroğlu Süleyman Bey’in kızı ile evlendiği düğününe katılmıştı. Fatih’i bu kadar yakından tanıyan İsmail Bey, Kastamonu’da kendi adıyla cami ve imarethaneler yapmıştı. İsmail Bey, Fatih’in ordularına Sinop/Kastamonu kentlerini koşulsuz olarak teslim etmiş, daha sonra gittiği Filibe kentinde de imarethaneler inşa etmiş ve 1479 yılında Filibe’de vefat edince defnedildiği türbesi I. Dünya Harbi sırasında yerle bir edilerek Bulgar makamları tarafından üzerine cadde yapılmıştı.
Sultan Fatih’in ordusu, Koyulhisar’ı da aldıktan sonra Gelibolu Valisi Kasım Bey komutasında denizden kuşattığı donanmasına takviye olarak kara ordusunu Karadeniz kıyısına ulaştırmak üzere Yassı Çemen Dağı denilen bölgeye ulaşmıştı.
Erzincan’ın Refahiye ilçesi sınırları içinde bulunan Yassı Çemen Dağı’nın Türk Tarihi açısından stratejik önemi Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin ile Eyyubilerin ittifakı olan Türk Beyi Harzemşah Devleti hükümdarı Celalettin arasında 1230 yılında 5 gün süren savaş nedeniyle de bilinen Karadeniz bölgesine hâkim bir bölgede merkezi bir alandı. Savaşı kaybeden Harzemşahların bir kısmı da Komnenoslara sığınmıştı. Anadolu’da Osmanlı öncesi gerçekleşen ve Moğollar tarafından Anadolu’nun işgal edilmesi sonucunu ortaya çıkaran Kösedağ Savaşı ise 1243 yılında Zara-Suşehri arasındaki bir bölgede gerçekleşmişti.
Gümüşhane sınırları içindeki Kalkanlı Dağları’nın güney taraflarının Karadeniz’e bakan bölümünde bulunan Trabzon’dan Değirmendere Vadisi ile başlayan coğrafik yapı üzerinden Maçka ilçesine kadar devam eden derin vadinin sonunda önüne aniden çıkan Zigana Dağı üzerinden antik çağlardan başlamak üzere Harşit Vadisi’ne inmek veya Gümüşhane üzerinden Karadeniz’e ulaşmak seyyahların olduğu kadar askeri harekâtların da yapılmasında kullanılan ana yol olmuştur.
YASSI ÇİMEN DAĞI (ÇİMEN DAĞI-REFAHİYE-ERZİNCAN)
Fatih Sultan Mehmet’in ordusunun geldiği günümüzde 2250 metre rakımlı Çimen Dağı olarak bilinen Yassı Çemen Dağı’nın Uzun Hasan’ın Osmanlı Ordusu'nu engellemesi için annesi Sara Hatun’u padişah ile görüşmek üzere gönderdiği dağın Bulgar Dağı olduğunu da yazan Bryer ve Winfield yanılgılarına devam ederek Bulgar Dağı’nın 1554 yılındaki tahrir defterlerinde Torul’da Hristiyan Karaman ve Bulgar ailelerin yaşadığı [1] bu nedenle bu dağın Torul-Gümüşhane civarında bir yerlerde olması gerektiğini atlayarak Yassı Çemen Dağı’nı Bulgar dağı olarak öneriyor. Bu Karaman ve Bulgar ailelerin, Tuna Bulgarları Hakanı babasının adı Toktu olan Bulgarların Türk kimliğinden sıyrılarak Slav'laşmaya başladığı dönemlerin başlamasından hemen önce önemli Bulgar krallarından olan Bizans Ordusunu yenmiş Krum Han’ın (m.s. 802-815) Orta Asyalı Omurtag Han'ın babası Krum Han'ın döneminden kaldığı Z. Velidi Togan’a göre Pontus İskitleri [2] olma olasılığı çok yüksektir.
Hâlbuki Bulgar Dağı günümüzde Kemer Dağı olarak bilinen antik Mesochaldiya (Gümüşhane-Torul) temasının içinde bir kısmı bulunan Bayburt ilinin kuzeyine düşen coğrafyadan Karadeniz'e ulaşan 1461 yılındaki seferinde 15 Ağustos 1461 tarihinde ulaştığı Trabzon kentini, günümüzde Gümüşhane’nin Torul ilçesine ait Karaca Mağarası yoluyla Krom antik kenti üzerinden gidilen ünlü Taşköprü Yaylası üzerinden yapmıştı. Taşköprü Yaylası adını yayladan geçmekte olan, doğu tarafında Erzurum Deresi, Karadeniz'e doğru Arsin ve Araklı ilçeleri arasından Karadeniz’e dökülen adıyla Yanbolu Deresi üzerindeki kesme taşlardan yapılmış, Taşköprü'den alır.
TAŞKÖPRÜ YAYLASI (YAĞMURDERE-GÜMÜŞHANE)
David Komnenos’un şaşırarak hiç de beklemediği bir kara ordusu ile gelen Osmanlı Ordusunun atlarının nal seslerini duyduğunda 257 yıllık Komnenos hanedanlığının sonunun geldiğini anlamıştı. Hiç ihtimal vermediği Osmanlı Ordusu’nun Mesochaldiya (Gümüşhane ve Torul) tarafından gelmesine Kabazitaslar'ın engel olacağını, kızkardeşi ile evli olan Uzun Hasan’ın ise Osmanlı Ordusu'nun geçişine müsaade etmeyeceğini ve ve Sultan Fatih II. Mehmet'in buna cesaret edemeyeceğini hatta Cheriana (Şiran) üzerinden gelerek Matsera’da (Macara) Torul’a bağlı Alınyayla Köyü’nde Osmanlı Ordusu'na karşı çıkan piskopos Basil’in öldürülmüş olmasını da Osmanlıların Kürtün üzerinden Süme Köyü yoluyla Maçka’ya çıkabileceğini ihtimal dahilinde dahi görmemişti.
Osmanlı Ordusu Padişah Fatih Sultan Mehmet ve ikinci bir kol olarak da Mahmut Paşa komutasında büyük bir taktikle Komnenos David’in düşündüğü bütün bu yolları bypass (devre dışı) ederek Kemer Dağı olarak bilinen dağı, yani Bulgar Dağı ile Gümüşhane Taşköprü Yaylası arasındaki mesafeyi aşarak Trabzon’a ulaşmayı hedeflemişti.
Bu yol antik çağlardan bu yana İran’dan gelen deve kervanlarının da yoluydu. Kemer Dağı’na en yakın lokasyon olan Taşköprü Yaylası’nın Çakırgöl’e uzaklığı yaklaşık 12 Km, Çakırgöl’ün ise Hanzarya Boğazı’na uzaklığı 10 Km dir.
Hanzarya Boğazı’nın adını İskitlerden alan (Skolat) Kulat Boğazı’na uzaklığı ise 8 Km dir.Toplam olarak Kemer Dağı- Taşköprü arası 51 Km hesaba katılırsa Kulat Boğazı’na ulaşmak için Osmanlı Ordusu’nun bu dağ silsilesi içinde
Kemer Dağı- Taşköprü Yaylası (51 Km)
Taşköprü Yaylası- Çakırgöl (12 Km)
Çakırgöl- Hanzarya Boğazı (10 Km)
Hanzarya Boğazı- Kulat Boğazı (8 Km)
olmak üzere toplamda 81 Km yol kat etmesi gerekmiştir.
Bölge tarihini araştıran hocalardan Prof. Fahrettin Kırzıoğlu, Bulgar Dağı' nı 2856 metre rakımlı Kemer Dağı olduğunu bildirmişti. Bu yol, Gümüşhane-Trabzon yolu yapılmadan önce kervanlar tarafından Hart (Aydıntepe)-Kemer Dağı ve Taşköprü (Gümüşhane) olarak ve devamında ise Hanzarya Boğazı ve 8 Km sonra Kulat Boğazı olarak devam ediyordu.
Hülasa, Osmanlı Ordusu Sinop/Kastamonu ve Koyulhisar'ı aldıktan sonra konakladığı Yassı Çemen Dağı düzlüklerinden sonra geldiği Kemer Dağı üzerinden, Taşköprü Yaylası ve Kulat Boğazı’na kadar ulaşmış ve buradan Komnenos hanedanının koruyucu prensleri olan Kabazitasların kontrolü altında bulunan Torul ve Zigana Dağı’nı [3] baypas (devre dışı) edip Maçka, Kuştul veya Galyan Deresi üzerinden Trabzon’a kadar ilerlemişti.
Bu ilerleyiş sırasında kaynaklara göre, Sümela Manastırı’nın hemen güneyindeki Altındere Vadisi’nden geçtiği düşünülen manastır kayıtlarında Osmanlı Ordusu'nun vadiden geçişi hakkında ilgisiz bir şekilde herhangi bir kayıtın olmadığı ancak yapılan bir kayıtta hatalı bir şekilde Trabzon’u alan ordunun yanlışlıkla Komnenosların eniştesi Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan’a ait olduğu yazılmıştı. Bu durum bizi Sümela Manastırı papazlarının Trabzon'un 1461 yılında kimin tarafından alındığı ile fazla alakadar olmadıkları düşüncesine götürmektedir.
Bütün bu güzergâhların, Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük payı olan 15 Ağustos 1461 tarihinde Komnenos hanedanının Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki hâkimiyetine son veren Fatih Sultan Mehmet’in gittiği yollar olarak ilan edilip resmiyet kazandırılmasını gerekli kılıyor.
ARKEOTEKNO
[1] M. Hanefi Bostan, XV-XVI. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat, TTK Yayınları, Ankara. s.340
[2] Z. Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, Türkiye İş Bankası Yayınları
[3] Torul ve Zigana Bölgesindeki Kabazitas hakimiyeti ise tam olarak 1481 yılında sona ermiş ve bölge Osmanlı hakimiyetine girmişti.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın