CLAVIJO'NUN SEMERKANT' A GİTMEK İÇİN KULLANDIĞI GÜMÜŞHANE GÜZERGAHI-2
İspanya Kralı II. Enrique'nin elçisi Kastilyalı Ruy Gonzales de Clavijo' nun Osmanlılar ile Çağatay Türkmenleri Timurlular arasındaki Ankara Savaşı'ndan (1402) hemen sonra Emir Timur'un Avrupa prensliklerine saldırma ihtimalini ortadan kaldırmak maksadıyla denizyoluyla 1404 yılında Trabzon'a gelerek Azerbaycan/Karabağ'da bulunan Timur'u ziyarete gideceği yol üzerinde geçmesi gereken Pyxites, Palima, Zegan, Cadaca ve Dorila ile hemen sonra Gümüşhane'de halen kalıntıları görülebilen ünlü gözetleme kaleleri bulunmaktaydı. Böylece bu seyahatin sonunda Kelkit'in Alansa (Gümüşgöze) köyüne ulaşabilecekti.
RUY GONZALES DE CLAVIJO
Bu dönemde bölgedeki coğrafyada siyasi genel durum şöyledir.
Trabzon Komnenoslar, Zigana Dağı ve Torul'a kadar Kabazites ailesi, Erzincan-Gümüşhane arası Çepni Türkmenleri, Bayburt civarı Akkoyunlular ve Karakoyunlular, Bayburt'un doğusunda Gürcüler, Erzurum ise Türkmen asıllı bir vali tarafından yönetilmekteydi. [1]
Clavijo yazdığı anılarında, seyahatine Trabzon'dan adını Sürmene Suyu (Biksit) olarak bildirdiği bugünün Değirmendere olarak bildiğimiz Maçka Deresi'nin Karadeniz ile buluştuğu yer olan adına Piskala Deresi de denilen Pyxites Irmağı'ndan Değirmendere'den başlar. Bu güzergâh günümüzde de Trabzon-Gümüşhane karayolunun başlangıcı olan yer ile aynıdır.
Clavijo ve kervanı, hareket ettikten sonra Komnenosların kendilerine vermiş olduğu muhafızlar bundan sonraki toprakların kendilerine ait olmalarına rağmen daha ileriye gidemeyerek tehlikeli olduğundan geriye döndüklerini bildirir.
Clavijo, ağaçları bol ve gür bir güzergâh ile Palima (Hamsiköy), Zigana Kalesi ve daha sonra Kavaka Kalesi (Cadaca) bölgesinden geçiyor oldukları ve buraların Komnenoslara ait olmasına rağmen bu bölgelerin Khaldia Dükü Kyrill Kabazitas tarafından kontrol edildiğini ve gelip geçenden haraç aldığını anılarında yazar.
ZİGANA KÖYÜ/TORUL/GÜMÜŞHANE
Clavijo ve kervan, Hamsiköy'de merdiven ile çıkılan küçük bir kalenin yanından geçerek günümüzde Gümüşhane'nin Torul ilçesi tarafında bulunan ve günümüzde eski karayolu mıntıkasında (altında) kaldığı düşünülen Zigana Kalesi'nden sonra Cadaca Kalesi'ne ulaşır.
Hemen yanından Harşit Çayı olduğu anlaşılan bir nehir akan Cadaca Kalesi (Ardasa) ile daha sonraki ünlü Torul Kalesi arasında 3 fersah (15 Km) vardır.
Gerek Cadaca Kalesi gerekse Dorileh (Torul) kalesine ulaşan yollardan neredeyse bir at başının bile geçemeyeceği dar geçitlerden zorlukla geçtiklerini yazan Clavijo, bu kalelerin haraç toplayan çetelerin başı olan Kabazites tarafından kontrol edildiğini ve geçme ücreti aldığı özellikle civarda bulunan Türkmen boylarına saldırarak ganimet almak suretiyle yaşamlarını sürdürebildiklerini aktarır. Bu nedenle Kabazitas Clavijo ve kervandan da haraç almak zorundadır.
TORUL KALESİ/TORUL/GÜMÜŞHANE
Kyrill Kabazitas, Torul Kalesi'nde otururdu.
Bir müddet sonra bulunduğu kaleden çıkarak Clavijo ile buluşur ve çete başı olarak mutlaka kendilerine haraç verilmesi gerektiğini, tek kazançlarının buradan gelip geçenden aldıkları ve Türklere yaptıkları saldırılardan aldıkları ganimet olduğunu bildirir.
Kabazitas ailesine Torul civarında Malazgirt Savaşı'ndan hemen sonra bölgedeki Türkmen ve Çapanlı/Çepni Türkmen boylarından rahatsız olan Komnenoslar tarafından izin verildiği böylece Gümüşhane mıntıkasından kendilerine gelebilecek saldırıların önlenmesi amacıyla ara bir tampon bölge olarak kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Çepni Türkmenleri ile Kabazitaslar arasında büyük bir mücadele vardı.
Bu koşullar altında Torul'a ulaşan elçi Clavijo'nun kervanının buradan Harşit Çayı güzergahı üzerinden Kelkit'in bugünkü Gümüşgöze köyüne (Alansa) ulaşmak üzere hangi köyleri ziyaret ettiği bilinememektedir.
SATALA/SADAK/KELKİT/GÜMÜŞHANE
Ancak Alansa Köyü'nün Kelkit'in kuzeyinde günümüzde bir nahiye olması ve muhtemelen Roma Dönemi'nde bir karakol olarak Lejyoner noktası olan antik dönemde adı Satala olan bugünkü Sadak Köyüne ulaşarak buradan Timur'un Karabağ'dan Sultaniye'ye geçtiğini Alansa Türkmen Beyi'nden öğrenen Clavijo'nun bu güzergahı kullanmış olduğu büyük bir olasılıktır.
Clavijo, Alansa Köyü'nde çok iyi karşılanır ve Türklerle olduğu sürece hiçbir kaygı duymadığını anılarında hissettirmekte ve emir Timur'un elçisi olması hasebiyle de kendisine büyük hürmet edilmiş olduğunu belirtmekte kendisine etler, yumurtalar, tereyağına kırılmış yumurta yemekleri, ballar ikram edilmekte hiçbir şekilde kendisinden para talep edilmediğini ve Türklerin arasında kendini çok iyi hissetmiş olduğunu büyük bir sitayişle anlatır.
[Rembrandt Harmensz'in ünlü tarihçi ve filozof İbn Haldun'u Timurlenk'e Şam şehrini ve halkını hedef alan herhangi bir saldırıyı durdurması için yalvarırken tasvir eden bir çizim.] [4]
Sonunda Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Alansa Köyü üzerinden Erzincan'a geçen Clavijo, buradan Erzurum ve Tebriz üzerinden Semerkant'a ulaşır ve Timur ile görüşür...
Görüşür ama, Şam'a saldırmaması için İbn Haldun'un adeta mersiyeler dizerek yalvardığı ancak kelle kuleleleri kurarak O'nu dinlemeyerek 1401 yılında saldıran batılıların Tamerlane olarak bildikleri Emir Timur, Kastilya elçisine Avrupa prensliklerine saldırmaması için hediyeler getiren Clavijo'ya ne demiş ve nasıl karşılamıştı?
Peki Calvijo'yu emir Timur'un otağında ne beklemektedir ve geriye aynı yoldan dönebilecek mi yoksa başka bir yolu mu güvenlikli olması nedeniyle tercih edecekti.
Sonraki yazımızda.
ARKEOTEKNO
[1] Ebu Bekri Tihrani, Kitab-ı Diyarbekriyye, TTK, 2011
[2] Clavijo,Guy Le Strange, Embassy to Tamerlane, 1403-1406, (The Broadway Travellers, 1928)
[3] www.zigana.org
[4] https://www.jadaliyya.com/Details/27775
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın