KORONA VİRÜSÜ ZEKÂYI (IQ) NASIL DÜŞÜRÜYOR?

Beynimizdeki her bir nöronun şimdilik saniyenin yüzde birinde (1/100) ateşleniyor olduğunun bilinmesine karşın halen ölçülmekte olan EEG frekanslarının beyinden gelen bioelektrik akımlarının 50 Hertz değeri yani ateşleme hızının yarısı kadar değerinde olması insanın düşünce hızının yarısının ölçülmesi anlamına geliyor. 

Araştırmalar, şimdilik bir nöronun yaklaşık saniyede 200 titreşime sahip olarak düşünceyi oluşturabildiğinin bilinmesi karşısında halen bir nöronun saniyede 100 kez (Hertz, saniyedeki titreşim sayısı) titreşebileceği kabul edilerek bir nöronun 50 titreşiminin ölçülmesi, nöronların titreşime dayalı oluşturduğu insan düşüncesinin tam olarak ölçülemediğini gösteriyor.    

Halbuki şimdilik nöronların titreşim sayılarının iki katına kadar bir örnek alma hızı ile tasarımı yapılabilecek elektronik devreler ile ABD de yapılan çalışmalar ile nöronların 160 Hertz lik titreşimlerine karşın bir nörondan 320 kez alınabilecek örnekleme ile Kronhite filtreler ile halen kullanılmakta olan EEG lerdeki beynin bioelektrik akımlarının 3 katından daha fazla frekansların ölçülebileceği anlaşılmıştır.

Demek ki gelecekte beynin bioelektrik akımlarının yüksek frekanslarda ölçülebilmesi bize insanın düşünce hızının tam olarak ölçülebilmesi anlamında büyük yararlar sağlayacaktır.

Sorulacak soru beynin yüksek frekanslarda kişinin daha iyi bir zekâya sahip olup olmadığı ve daha iyi düşünüyor olup olmadığına ilişkin olmalıdır.

Raymond Cattel, hızlı düşünme ve akıl yürütüme olarak bilinen zekâyı, akıcı zeka (fluid intelligence) olarak tanımladığı zeka türünün genetik yapımızdan geldiğini, kristalize zeka (crystallized intelligence) türünün ise insan beyninde kişinin bilgi ve becerilerinin sonucu olarak oluştuğunu ortaya koymuştu. Bu tanımlamalar sonucunda beynin biyolojik yapısı ile ilgili olarak genetik yönden akıcı zekânın yaş ilerledikçe düştüğünü ancak kristalize zekânın ise yaş ile birlikte giderek arttığını ancak kişinin beyinsel aktivitelerini durdurması karşısında kristalize zekânın akıcı zeka gibi birlikte düşebileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Demek kişinin yaşının artıyor olması kristalize zekâyı artıran bir husus olarak dikkate alınması gereken bir konu olarak görülmesi için beyin aktivitelerinin de sürekli dinamik halde olması gerekli bir koşuldur. Azalmakta olan akıcı zekâ ise grafikten de görüleceği üzere kişinin 30 yaşlarından itibaren düşmekte olan bir zekâ türüdür.

O halde kristalize zekânın yaş ilerlemesine bağlı olarak artmasına karşın biyolojik yönden 40 yaşından itibaren her on yılda bir %5 oranında küçülmesi akıcı zekânın azalması olarak ortaya çıkar. Beynin 70 yaşından sonra ise yüksek oranda küçülmesi ve nöronların ölmesi ile ortaya çıkan durum beyinde gri maddenin büzülmesi olarak oluşur. Buradan beyindeki gri maddenin büzülmesinin akıcı zekânın düşmesi olarak beynin fonksiyonalitesinin yok olmaya doğru gidiyor olmasını anlarız. 

Fluid Intelligence vs Crystallized Intelligence

Sorun yaşlanma ile daha düşmekte olan yetenekleri toplumda değiştirilmesi zor olan kalıpları belirleme, yeni sorunları çözme ve yeni durumlarda mantığı kullanma yeteneği olarak bilinen ne kadar bilinenle ilgili değil; yaratıcı, farkında, yenilikçi ve vizyon sahibi olma yeteneği ile ilgili davranışlar olarak bilinen akışkan zekânın ileri yaşlarda kaybolmasının beyindeki gri maddenin büzüşmesi ile ilgili bir durum olduğunu ortaya koyar.

Şimdi soru ve sorun korona ile ortaya çıkan beyindeki gri madde büzüşmesinin akıcı zekayı ne oranda etkileyip etkilemeyeceği ile ilgili olmalıdır.

Yapılan bir araştırmada hastaneye kaldırıldığı bilinen on beş COVID-19 hastası arasında SARS-CoV-2 enfeksiyonunu takiben hastalık şiddeti ile kötüleşen bir gri madde kaybı sergilendiği ortaya konulmuştur. [1]

Erkeklerde daha çok frontal ve parietal bölgelerdeki gri maddenin zekâ ile ilişkisi ortaya konulmuşken kadınlarda frontal ve Broca bölgesindeki gri maddenin zekâ ile olan ilişkisinin kadınların neden daha az koronaya yakalanma riskine sahip olmalarının bir göstergesi olmasa da bu durum akıcı zekanın erkek ve kadın beyinlerinde farklı alanlarda fonksiyonel olduklarını ortaya koyar.

Benzer bir çalışmada da gri madde ile IQ arasında benzer bir pozitif bağlantı yani gri madde arttıkça IQ nün de artmış olacağından hareketle salgın sonrasında SARS-CoV-2 a yakalanmış olanların IQ lerin de gerileme olup olmayacağı ile ilgilidir. [2]

File:Fluid intelligence decline.jpg - Wikimedia Commons

Imperial College London, Cambridge Üniversitesi, King's College London ve Chicago Üniversitesi'nden bir ekip tarafından yapılan bir çalışmada COVID den en kötü bir şekilde etkilenenlerin IQ lerinin 10 yıl yaşlanmaya bedel olarak IQ lerinin 8.5 puan düşmüş olduğuna yönelik bir sonuca ulaşılmıştır. [3]

Bu durumun korona virüsünün neden olduğu beyinde gri maddenin azalarak büzüşmesi olarak ortaya çıkmış olduğu biliniyor. [4] 

ARKEOTEKNO    

[1] https://www.news-medical.net/news/20210618/Alarming-COVID-study-indicates-long-term-loss-of-gray-matter-and-other-brain-tissue.aspx

[2] https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15528081/

[3] https://www.thenationalnews.com/world/europe/covid-19-could-damage-people-s-iq-by-8-5-points-1.1100740

[4] https://www.arkeotekno.com/pg_583_korona-virusu-koku-kaybi-ve-arkeolojisi