TURAN MİLLETİNİN KADERİ
Turan ile İran arasındaki sınırın Türkmenistan'ın Merv şehri olduğu kadar Zerdüştlük inancına göre kötülüklerin timsali Ehrimen’in yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul edilen Efrasiyab’ın (veya Afrasyab) Med Kralı Astiyog ya da Saka Kralı Peşeng'in oğlu Alp Er Tunga olması m.ö. 7. yüzyılda Pers ve Sakaların arasındaki farklılıkları ortaya koyması açısından çok önemli tarihsel mesajlar verir.
TURAN ÜLKESİ VE MERV
Horasan’ın Kabesi olarak tanımlanan ‘ateş elde etmek üzere kullanılan beyaz taş’ ya da ‘çimenlik’ anlamına gelen Alparslan ve babası Çağrı Bey’in mezarlarının bulunduğu şehir olarak bilinen Merv kenti Divânu Lügati't-Türk adlı eserde
"... Bir takımları da Türk sınırının " Merv-eş-şahıcan" dan başladığını söylerler. Çünkü Kaz'ın babası olan " Tonğa Alp er" Afrasyap demektir; " Merv" şehrini yapan zattır. Afrasyap burayı, "Tahmures" tarafından şehrin iç kalesi yapıldıktan üç yüz sene sonra kurmuştur."
diye yazılır.
Her iki görüşe göre de Şehname’de de ifade edildiği üzere Perslere kötülük yapanların Med kralı Astiyog ya da Alp Er Tunga’nın Pers literatüründe Turan kahramanı olarak da nitelenen Efrasiyab adı altında toplanıyor olması Medler ile Sakaların bir İrani topluluk olmadığını ortaya koyar.
Alp Er Tunga'yı Assur devleti Maduva, Herodot Madyes olarak adlandırır. Divânu Lügati't-Türk adlı eserinde Alp Er Tonga Sagusu olarak Alp Er Tunga öldü mi?/ Issız ajun kaldı mu?/ Ödlek öçin aldı mu? Emdi yürek yırtılur sözleri ile başlayan destansı sözler Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştı.
Her ne kadar İranlı Firdevsi tarafından 980-1010 yılları arasında yazılan Şehname’de Efrasiyab’ın İran Kralı Feridun’un soyundan geldiği de yazılıyor olsa da 10. yüzyıl Arap tarihçisi El Mesudi Çin ile Horasan arasında oturan Türk topluluklarının hakanları içinde gösterilen Efrasiyab, 1072-1074 yılları arasında Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Divânu Lügati't-Türk adlı eserde Efrasiyab, Alp Er Tunga olarak yazılır. El Mesudi ilave olarak 7. Yüzyıl başındaki Köktürk hakanının Efrasiyab soyuna dayandığını yazmıştır.
Alaaddin Ata Melik Cüveyni adlı Moğol tarihçisi ise XIII. yüzyılda Uygur Devleti’nin soylarının Efrasiyab’a dayandığını yazarak Oğuzların Kınık boyundan olan Selçuklular, Karahanlılar ve Harzemşahların soyları da Alp Er Tunga’ya bağlanır.
Şecere-i Terakime'de Ebu’l Gazi Bahadır Han, Türkmenlerin Kınık boyundan Selçuklulara kaçarak sığınan Efrasiyab’ın bir oğlunun 35 göbekten Efrasiyab’ın soyundan olduğunu kanıtlamıştır. Uygur Halk destanlarında Yusuf Ahmed ise Oğuz neslini Aprasiyap ile özdeşleştirirken tarihçi Osman Turan Karahanlıların, Uygur ve Selçukluların Efrasiyap nesline kadar uzandığını araştırma yaptığı kaynaklar ile kanıtlamıştır.
Bütün bu değerlendirmeler ve yazılanlar Perslerin Zerdüşt dininde geçen kötülüklerin temsilcisi Ehrimen’in yeryüzünde Efrasiyab ile temsil ediliyor olması yukarıda izahı verilen Efrasiyab- Türk bağlantısı ile Persler ile kesin ayrılığı ifade eder.
ALTIN ELBİSELİ ADAM (ESİK KURGANI-KAZAKİSTAN)
Efrasiyab ya da Alp Er Tunga, Merv kentini de Turan ile İran arasındaki kesin sınırı belirlemek üzere günümüzdeki Türkmenistan sınırları içinde kurmuş ve tulgalarını [1] giymiş Saka Türkleri bu şehir üzerinden kanatlı ata benzer tulparları [2] ile akın yaptıkları Persler üzerine hâkimiyet kurmuştu.
Turan padişahı Peşeng’in oğlu İran-Turan savaşlarının ünlü kahramanı Efrasiyab ya da Alp Er Tunga, Keykavus’un Turan milletinin düşmanı bir oğlu Zal oğlu Rüstem ve kendisine haksızlık edildiğini söyleyerek diğer oğlu olan Siyavuş’un Alp Er Tunga’ya sığınarak bir Türk kızı ile evlenip sonradan Pers ülkesine kral olan Persli Keyhüsrev’in davetine icabet etmesi sonucunda kaledeki yemekte zehirlenmişti.
Turan padişahı Peşeng’in Persli olmasına rağmen sarayda üst görev verdiği Persli Ardeşir tarafından ve Peşeng’in oğlu Alper Tunga, anası bir Turanlı olan Persli Keyhusrev tarafından m.ö. 624 tarihinde zehirlenmişti. Sakaların padişahı ve oğlu Persler tarafından, hile ile zehirlenmişti.
Turan Milleti, tarihten gelen süreç içinde hep bunun gibi bir ihanet içinde süregelen entrikalar ile yıkılmaya çalışılmıştı.
ARKEOTEKNO
[1] Savaşçıların başlarına giydiği genellikle demirden yapılmış başlık, miğfer.
[2] Türk mitolojisinde kanatları olan at figürü. Manas destanında yer alan rüzgârdan hızlı giden atlar. Kazakistan Esik kurganında bulunan Altın Elbiseli Adam’ın miğferinde bir tulpar figürü vardır.
[3] Wikipedia ve Hafız-ı Ebru, Mecmau't Tevarih. (resim: Zal Oğlu Rüstem'in Alp Er Tunga ile savaşı)
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın