BEYİN, OKSİJEN VE NÖRONLAR
Vücutta, çok sayıdaki fizyolojik açıdan düzenleyici rol oynayan peptidlerin zihin-beden etkileşimindeki rolü, duyguların biyokimyasal yapıya dönüşerek ‘mindbody’ denilen beden-zihin kavramını ortaya çıkardığı sonuçlar açısından ‘oksijensizlik’ vücuttaki ağrıların temel nedeni olduğu kanıtlanmış bir husus iken korona salgını nedeniyle sokağa çıkmayan ya da çıkamayanların evlerde yaşadığı çıkanların ise takılması gerekli olan maske kullanımı nedeniyle bir oksijensizlik sorunu yaşamaları muhtemel rahatsızlıkları ortaya çıkarması kaçınılmaz bir konu olarak ele alınmalıdır.
Kaslarımızın oksijen ile hareket ediyor olmasındaki sağlık gereksinimimiz beynimizdeki yaklaşık 100 milyar nöronun saniyede 100 milyar sinyal gönderen gözün aslında optik sinirlerden bu sinyallerinin %10 unun beyne iletiliyor olması algılanan cismin nasıl anlamlandırıldığı ile ilgili bir husustur.
Bu matematiksel yaklaşım ile insan beyninde anlamlandırma; ışıldayan bir gözün gönderdiği saniyedeki 100 milyar sinyalin ancak 10 milyar tanesinin beyne ulaşması ve görüntülenen cismin beyinde anlamlandırılması ile ilgili olarak nöronların oksijenli olup olmaması ile ilgili bir konudur.
Antik Mısır'da göz, Ra ve Wadjet gözü ile bir sembol olarak iyileşme ve yenilenme ile bağlantılı olarak Horus'un tek gözünü Seth ile yapmış olduğu mücadele sonucunda kaybetmesi olarak bilinirdi. Göz ile ilgili bu değerlendirmeler ve ritüeller Sümer, Akkad ve Babillilerden Mısır'a, Mezopotamya'ya ve bütün dünyaya yayılmıştı.
Horus'un gözünün beyin ile ilişkilendirilen okült sembolizm görselinin analizi bir yana göz ile alınan sinyallerin yaklaşık 200 milisaniye içinde ve sonrasında değerlendiriliyor olması bizim ancak saniyenin beşte biri kadar sonrasını tahmin edebileceğimiz anlamına gelir. Bu durum herhangi bir olay karşısında insanın tepkisinin önce işitsel olması gerektiğini örneğin bir patlama sesine önce kulak ile algılanan ses ile hemen tepke vermemiz sonrasında ise patlamanın geldiği yöne bakma çabamızın oluşu kulağın gözden daha aktif olduğunu ortaya koyar.
Kulak ile algılanan sesin gözden daha duyarlı olunmasının temelinde, ses algılanmasının gözden daha iyi olması gerektiğini ortaya koyarken 4 Kilohertz değerinden sonra da kulakta bulunan aksonların algılanan sesin frekanslarının ve özelliklerinin analiz edildiği yer olan bütün koklear sinirdeki sinirsel deşarjların toplamı olan AP (action potential) değerinin azalıyor olması bu frekansın sabit telefon sistemlerinde frekans bandı olarak 0-4 Kilohertz değerinin kullanılmasını ortaya çıkarmıştır.
Bundan dolayı telekomünikasyon teknik terminolojisinde 0-4 Kilohertz dışındaki değerlerdeki Haberleşme standardı 'band dışı' haberleşme olarak tanımlanmıştı.
NÖRONUN YAPISI VE AKSİYON POTANSİYELİ (ACTION POTENTIAL (AP))
O halde gerek duymanın gerekse görmenin anlamlandırılması bu matematiksel yaklaşımlar karşısında %80 i su ve geriye kalan miktarının ise yağ ve proteinden oluşan beynin kandaki oksijenin %20 sini tek başına kullanıyor olması ifade ettiğimiz üzere nöronların ne kadarının oksijen ile dolu olup olmadığına ilişkin değerlerin insan psikolojisindeki etkisinin biliniyor olmasını gerekli kılar.
Sinir sisteminin zamkı olarak bilinen ve nöronlara besin ve oksijen sağlama görevini üstlenmiş olan beynin nöron kadar dillendirilmeyen gizli gücü glia hücrelerinin Einstein’in beyninin 76 yaşındayken 64 yaşındaki bir insan beyni gibi çalışıyor oluşu, bu bilim insanının daha verimli çalışma yapabilmesine uygun olacak beyinsel fonksiyonlara sahip olmasını sağlamıştı. [1]
Kan dolaşımı ile gelen oksijenin nöronlara geçişini sağlayan astrosit adlı glia hücrelerinin insanda düşünce melekelerini ortaya çıkaran beyindeki sinaps düzenlemelerini yapıyor olması insan beyninde gerek işitsel gerekse görsel olmak üzere diğer duyuların da anlamlandırılması açısından başat rolü üstlenir.
Sonuç olarak duyular ile alınan her bir algının beyinde anlamlandırılmasını sağlayacak kandaki oksijen miktarı ve nöronların oksijeni kullanıyor olması insanda olumlu düşüncenin de ortaya çıkmasını sağlayacak güç, kandaki oksijen ile benden-zihin birlikteliğini ortaya koyar.
Egzersiz yapmanın dikkat ve ruh hali gibi beyin fonksiyonlarını artıran bir özelliğinin olduğu, unutulmaması gereken bir husustur.
ARKEOTEKNO
[1] https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=sinir-doku.pdf
[2] https://en.wikipedia.org/wiki/Albert_Einstein%27s_brain
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Glia_h%C3%BCcresi
[4] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1162323
Sayfa Yorumları (2)
Vedat Karaarslan
Çok teşekkür ederim Murat Bey, yeni yılınızı da kutlarım, selam ve saygılarımla.
Murat Atak
Bilimsel çalışmalarınız için kutlanacak , çok değerli bir kişisiniz . Tanrım sizi korusun. Vedatcığım.
Yorum Bırakın