HAYVANLARA NEDEN ÖTENAZİ UYGULANAMAZ?

Ötenazi iyi anlamına gelen ‘eu’ ve ölüm anlamına gelen ‘thanisia’ kelimelerinden oluşan bir Grekçe kelime olup hukuki değil etik bir problem olarak bilinir. Demek ki ötenazinin etik olması nedeniyle kelimenin gereği olarak yapılacak uygulamaların uluslararası olma özelliği vardır. Buna neden olan değerlendirme 'etik' yaklaşımın uluslararası olma, 'ahlak' yaklaşımının ise yerel olma özelliği nedeniyledir.

O halde ötanazi için kişinin bir benliğinin yani bir kimsenin kendisini kendisi yapan özellik, kişinin öz varlığı, kendilik, kişiliğinin olması gerekir. Bu kişilik beynin bilinç fonksiyonunu yerine getirmesi ile paralel olarak bir düşünceye sahip olması demektir.

Ötenazinin bir tipi olan kişinin bizzat kendisinin çektiği acılar ya da sorunları nedeniyle kendisinin ötenazi istemesi istemli ötenazi olarak bilinir. O halde istemli ötenazide kişinin bir talebinin olması gerekir ki bu durum düşünce ile ortaya çıkar.

Hangi canlı ölümü ister ki diyerek bitkilerin dahi bir bilince sahip olduğunu felsefe profesörü Michael Marder ortaya koymuş ve bunun bir düşünce kapsamında bitkilerin köklerini toprağın içinde bu bilince dayalı olarak yaydığını öne sürmüştür. 

Hayvanların birer canlı olduğu ancak istemlerini konuşma yeteneklerinin olmaması ancak hareketleri ile bunu belli ediyor olması hayvanların ötenazi için bir istem halinde olamayacağını ortaya koyar.

Bu durumda ötenazinin bir diğer tipi olan istem dışı ötenazi vardır ki bu durum cinayet olarak bilinen canlının ölmek istemediği ancak bazı durumlarda rahatsız olan kişinin bilincinin kapalı olması, hayatı ile ilgili karar verme durumunda olmadığı durumlar ile ilgilidir. Bu duruma neden olan olan karar çoğunlukla hastanın yakınları tarafından verilir.

Son ötenazi tipi olan pasif ötenazi, hastanın tedaviyi reddettiği ve çoğu durumda sağlık personelinin hastaya herhangi bir bakım yapmadığı, aktif ötenazi ise tedavisi mümkün olmayan bir hastaya dışarıdan bir aktif uygulama ile hastanın hayatının sona erdirilmesidir.

Bütün bu ötenazi sistemleri bize ötenazi için bir bilincin olmasıdır ki bunun daha kaybolması veya hala işlevini yerine getiriyor olması, bir de sağlığının olumsuz olması gerek ve yeter koşul olarak ortaya çıkar.

Peki hayvanların bilinci var mı?

Ya da hastalığının tedavi edilemez şekilde bir hasta hayvan yoksa bu iki durumun da oluşmaması halinde hayvanlara ötenazi yapılması mümkün olamayacağını söyleyebiliriz.

 

O halde sokak köpeklerini toplayıp yukarıdaki hangi tipine uyuyorsa bir ötenazi uygulamak sonuçta insana reva görülmeyen bir ötenazi yaklaşımı hayvanların konuşamaması ve düşünce melekelerinin olmaması nedeniyle onlara uygulamak etik ve ahlaki kuralların hiçbirine uymaz.  

Bu nedenle bilimsel açıdan ‘ötenazi’ kelimesi ve kelimenin karşılık geldiği kavramlar hayvanlar için kullanılamaz. Çünkü 'istem dışı ötenazi' bilimsel yönden 'cinayet' olarak tanımlanır.

Sonuç olarak bu hayvanları belirli kurallar ve koşullar altında yaşatmak toplumsal ortak bir anlayışla mümkün olabileceğinin anlaşılması gerektiğini söyleyebiliriz. 

ARKEOTEKNO

NOT: Basenji cinsi köpekler, Afrika'ya özgü eski bir tazı köpeğidir. Mısır'ın en eski antik köpek ırklarından biri olan Basenji, MÖ 6000'den kalma mağara resimlerinde görülebilir ve kalıntıları en az m.ö. 3000 e kadar uazanır. Bu ırk Afrika'da avlanarak sahipleri için yiyecek toplamasına izin verilerek bağımsızlığını kazanmıştır.