AVRUPA'NIN ASYA'LI ETNİK KÖKENLERİ
Yazan: S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y. Mühendis
Amasyalı Strabon, Geographica adlı eserinde Mariandyn Bölgesi (Karadeniz Ereğlisi) ile kıyıdan itibaren ile Parthenios Irmağı [1] (Bartın Irmağı) arasındaki yerde oturan ve adı Tieion olan kentte oturan 'Kaukon' ların kökenlerinin Pelasg, İskit ya da Makedon kökenli olduğunu yazar.
Miletoslular tarafından kurulan Tieion, günümüzde Zonguldak ‘ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesidir. Filyos adı Pergama Kralı Attalos’un oğlu Filetairos’un burada doğmasından dolayı verilmiştir.
Bu bilgiye göre günümüz Karadeniz Ereğlisi (Mariandyn) ile Bartın Irmağı (Parthenios) arasında Filyos/Çaycuma/Zonguldak (Tieion) oturanlar Kafkaslardan gelen bir topluluk olan Kaukonların kökleri Pelasg, İskit ya da Makedon’ lara kadar uzanır.
Kaukon'lar günümüzde 'Caucasian' olarak adlandırılan ve Kafkasya'ya adını veren bir topluluktur.
Bartın Irmağı havzasında oturan Kaukon’lar Herodot'a göre Greklerden önce günümüz kıta Yunanistan'a yerleşen Kafkas kökenli bir topluluktur. Yunanlar dillerini bilmedikleri kıta Yunanistan’a geldikleri zaman burada bulunan 'Pelasg'ların aynı zamanda İskitli olabilecekleri ve bunların 'Kaukon' lar olarak önce antik Attika'yı sonra da antik Yunanlardan önce günümüzde kıta Yunanistan olarak bildiğimiz yerin ilk yerleşik halklarını teşkil ediyorlardı
Kaukonlar olarak bilinen ilk Kafkas Toplulukları demek ki bugünkü kıta Yunanistan olarak bilinen bölgenin ana toplulukları idi.
Günümüz kıta Yunanistan’da diğer adı Sparta olan Lakedaimon’da Theras adlı bir kişi yaşardı. Lakedaimon Eurotas'ın kızı Sparta ile evli idi. Atinalılar ile tarihi kavgaları ile ünlü Sparta eski Yunanca’da ‘ekili tarla’ ‘sown land’ anlamına gelir. Sparta adının Leleglere dayandığı söylenir.
Eurotas Anadolulu Leleg’in torunu idi. Lelegler Karia halkı içinde yaşayan savaşçı bir topluluk olarak ilk kez savaş kalkanına sap takmayı düşünmüşlerdi. Anadolu’daki yerleri Halikarnasos’un (Bodrum) tepelerinde halen kazıları devam eden Hititçe ‘patika’ anlamına gelen Pedasa şehri idi. Bu adı günümüzde de bu şehre zor yollardan gidilerek ulaşılmasından dolayı almış olduğunu anlayabiliyoruz.
Euro antik Yunanca’ da (εὐρώς), "kalıp" anlamına da gelir. Sıfat olarak ise eurōeis, "küflü" anlamına gelir. Günümüzde Yunanistan’da Mani ve Malae burunları arasında bulunan Lakonia Körfezi’ne dökülen Eurotas adlı bir nehir bulunur.
Theras kendi kurduğu şehri karısının adı olan Sparta olarak adlandırmıştı. . Başında olduğu bilinen halk da Lakedaimon'lular olarak bilinirdi. .
Volkanları ile ünlü Kiklad grubundaki Thera adasında M.Ö. 1520 lerde bir yanardağ püskürmesi olur. Bu püskürmede yanardağ lavları Yunanistan ana karası ve Anadolu'yu da etkiler. Adadaki kaldera yapısı bu patlamadan kalan bir jeoformolojik durumdur. Adanın kıyılarında hala kükürt kokulu kumsallar mevcuttur. Bu kumlardan bir şişe tarihlendirme yapmak üzere getirtmiştim.
Bu patlamanın lavları Mısır'da ağır kum fırtınaları (m.ö.1500) ve Çin'de Shang Hanedanının yıkılışına (m.ö.1618) neden olur.(?) Patlama sonucunda oluşan kül bulutları ve tsunami ile etkilenen Girit'te Minos uygarlığı ortadan kalkar. Mikenlerin bu patlamadan sonra zayıflayan Minos' lara saldırması ile ortadan kalkmış olmaları Girit kültürünün sonu olur. Volkan külleri Sinop açıklarında bile tespit edilir. Platon Atlantis'in bu patlamadan sonra ortadan kaybolduğunu yazar. Batı Anadolu’nun da 30-35 Km içinde bulunan kentleri de bu patlamadan nasibini alır.
Theras bu patlamanın önceki dönemlerinde Eurotas’ın oğlunun adına kurulmuş Lakedaimon'daki yönetim gücünü kaybetmişti. Başkaları tarafından yönetilmeye dayanamamış ve bu durumu gururuna yediremiş ve Ege'de önceki adı Kallista olan Thera adasına gitmişti. Günümüzde Thera olarak bildiğimiz ancak Santorini olarak tanınan ada adını bu Lakedaimon’ ludan alır.
Kaukonlar yani Pelasglardan sonra Lakedaimon'lular şimdiki Yunan ana karasına Dor/Akha/İyon'lardan önce çıkan topluluklardı. Dördüncü kabile olan Aelions’lar ise daha ortada yoktular. Herodot'a göre Dorlar Lakedaimon (Sparta) soyundan, İyonlar ise Atinalıların soyundan gelirlerdi.
Herodot'a göre İyonlar 'pelasg' ların soyundan gelir, Dorlar ise kuzeyden gelen işgal güçleri olarak m.ö.12. yüzyılda bölgede Hint Avrupa dilini yayarak burada bulunan halkı güneye doğru kovalayan ve 400 yıl sürecek karanlık çağı başlatan sonradan Helen adını alan topluluklardı. Dorların öncülleri de Herodot'a göre Lakedamion'dur.
Kaukon, Pelasg, Eurotas, Leleg hepsi Anadolu kökenli Kafkasyalılar…Hepsi de Hellenlerin dillerini bilmedikleri ve onlardan önce Avrupa'ya göç etmiş topluluklar...
Herodot, Homer ve Strabon’a göre Kafkasyalılar Antik Çağ’da Anadolu’dan Ege Denizi ve Trakya üzerinden geçerek Yunanlardan önce günümüzdeki kıta Yunanistan’ ın ilk yerli halkları olmuşlardı.
Votive plaque with relief of Europa and the Bull, second quarter of 5th century B.C. South Italian or Sicilian, Painted Terracotta (Princeton University, Art Museum)
Mitolojiye göre Europa, Zeus'un karısı Hera'dan koktuğu ve güzel Europa'yı ürkütmemek için boğa kılığına girerek üzerinde Girit Adası'na kaçırdığı Finikeli Prensesin adı olmaktan öteye 'eurys' 'geniş' ve 'ops' ise 'yüz' anlamına gelir. Akkadca 'gharoob' ya da 'erebu' ise 'güneşin batışı (ingilizce: sunset) anlamına gelir. Akkadca 'asu' dan üretilme 'Asia ya da Asya' güneşin yükseldiği yer (ingilizce: sunrise) anlamına gelir.
Bütün bu topluluklar, Büyük İskender 'in m.ö. 323 de Babil'de ölümünden sonra başlayan Hellenleştirme akımı ve kavramı ile asimile edildiler.
Avrupa 'Güneşin yükseldiği yer' anlamına gelen Akkadca 'Asu- Asya' ya göre sonradan icat edilmiş 'Güneşin battığı yer' Akkadca 'erebum' [2] anlamına gelen bir kavram, bu kavramın Mezopotamyalı Akkad' lara ve Karadeniz Bölgesi'ndeki Bartın ilçesi üzerinden antik Kafkasyalı 'Kaukon' lara kadar uzanan kökleri vardır.
Antik çağların arkeolojik bilgileri böyle…
ARKEOTEKNO
Kaynaklar yazının içinde verilmiştir.
[1] Parthenios 'genç bakire' anlamına gelir. Peleponnes'de aynı adlı bir dağ bulunur. Atina'da Athena'nın bakire (partenos) sıfatına izafeten yapılmış Akropolis'de 'Parthenon' tapınağı (m.ö. 5. yüzyıl) vardır.
[2] Akadca Erebum içeri girmek, giriş anlamına gelir.
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın