BEŞ ELEMENT TEORİSİNE GÖRE KİŞİLİK BELİRLEME VE HASTALIKLAR

Sağlık alanında kullanılmakta olan Ahlat-ı Erbaa denilen antik çağlarda Mısır’da uygulanan günümüzde Humoral Patoloji Teorisine dayalı olarak bir hastalığın teşhis edilebilmesine yönelik kan, sarı ve kara safra ile balgamdan oluşan ve Müntehab-ı Şifâ da denilen vücuttaki dört sıvıya bakılması gibi 5000 yıllık beş element teorisi metal, su, tahta, ateş ve toprak Çin tıbbında da hastalıkların teşhisine yönelik olarak kullanılıyordu. 

Türk mitolojisinde 5 elementin karşılığı Ateş (Kızıl Han), Metal (Ak Han), Su (Kara Han), Ağaç (Gök Han) ve Toprak (Sarı Han) olarak geçer. Yön olarak sırasıyla Güney, Batı, Kuzey, Doğu ve Merkez olarak kullanılır.

Bu döngü içinde aşağıdaki resimdeki gibi suyun tahtayı, tahtanın ateşi, ateşin toprağı, toprağın metali ve nihayet metalinde suyu oluşturması gibi yaşam döngüsü içindeki titreşimsel (frekans) etkisi her insanın tabiatına has huy ya da mizaç ve karakterini belirler.

Bütün bu elementlerin vücut üzerinde organlar arasındaki ilişki nedeniyle oluşturduğu arketipler besinlerin/gıdaların tüketilmesi ile de ilgilidir.    

Bu ilişki, içi boş olan safra kesesi, mide, idrar torbası,  vücutta bir boşluk içinde bulunan kalın ve ince bağırsak ve iç organ olarak dalak, böbrek, kalp, karaciğer, safra kesesi olarak belirlenmişti.

Organlarla elementlerin bağlantısı ilgili elementin vücut ile nasıl bir etkileşim oluşturduğu ile ilgilidir.  

Suyun akıcı özellikte olması hasebiyle böbrekler ile

Toprakta yetişen besinleri midemize alırız. Midenin solunda yer alan ömrünü doldurmuş kan hücrelerini ortadan kaldırarak içlerindeki demiri yeniden kullanıma sunan dalak ise büyüğünde mideye baskı yapması mide ile dalak arasındaki bağlantıyı gösterir.  

Odun (ağaç) elementi doğada rüzgâr (yel) etkisi yapar. Bu yönüyle odun, hava elementi ile ilişkilidir. Karaciğerin vücuttaki kanı temizlemesi kan ile olur. Temiz kan bol oksijenli olması ile anlaşılır. Oksijenin kaynağı havadır. Oksijensiz kan, davranış bozuklukları oluşturur. Karaciğerde üretilen safra yağların sindirilmesi için safra kesesinde toplanır. Karaciğere bitişik safra, bu görevi yapamazsa karaciğer tarafından vücudun safra dengelemesi yapılır.     

Ateşin ise özelliği itibarıyla kişinin stresli ya da kaç-savaş psikozu ile ilgilidir. Sinir sistemi ile ilgili özellikle öfke kontrolünün sağlandığı beyindeki amigdala ile olan ilişkisi bakımından insan davranışları ile alakalıdır.  

Ağır metal zehirlenmesinin ise deri ve akciğer yoluyla dışarıya atılamadığı bilinir. Bundan dolayı ağır cıva oranı yüksek olan balıklar vücuttaki metal dengesini bozarlar. Uzmanlar en düşük cıva oranlı olan balıklar olarak istavrit ve hamsi önermektedir. Uzun yaşama sahip balıkların daha fazla cıva toplaması nedeniyle yenilmesi uygun görülmez.    

İbn-i Sina El Kanun fit-tıb adlı eserinde organ tabiatı bahsinde vücuttaki organları sıcak ve soğuk vasıflı olarak ikiye ayırdıktan sonra aşağıdaki tabloya göre bu elementlerden dördünün organların tabiatını ve şifa bulacakları uygun bitkilerin tabiatını tanımlamıştır.

Demek ki toprak elementine karşılık gelen soğuk ve nemli olan midenin şifa bulacağı bitkilerin öz olarak sıcak ve kuru bitkilerle takviye edilmesi icap eder.

Öyleyse yukarıdaki tabloya göre:  

Soğuk ve nemli organ olan akciğer, kolon, deri, mide, dalak, sindirim için şifa bulacağı bitkiler: sıcak ve kuru besinler olarak acı bakla, anason, bıldırcın otu, cavşir otu, cin saçı, çemen, çıban ve çördük otu, dağ reyhanı, defne, demir dikeni, eşek turpu, hardal, Hindistan cevizi, hint hıyarı, ısırgan otu, karanfil, kimyon …vs gibi besinler yenilmesi öngörülmektedir.    

Sıcak ve nemli olan karaciğer, safra kesesi, böbrek, idrar torbası ve endokrin, kalp, ince bağırsak sempatik sinir sistemi için karşılık gelen su, hava ve ateş elementlerine karşı olarak ise uygun soğuk ve kuru besinler ise “ ağrı kesici mikrop öldürücü kafur ağacından elde edilen öz, kantaron, keçi boynuzu, kına, kuzu kulağı, mazı, nar, sumak, vücutta safra akışını kontrol edebilen ‘sarılık otu’ ‘yerçiçeği’ olarak ta bilinen şahtere otu ve sulak çayırlarda yetişen böbreklerin taşlarını temizlemek için önerilen at kuyruğu bulunur.

Bu ifadelerden her bir uzvun sahip olduğu özelliğinin tam zıddı olan özellikte besin yenilmesinin kadim Çin tıbbının esasını teşkil ettiğini anlıyoruz.

Bu tablonun özeti aşağıdaki grafikte organ karşılıkları olarak verilmektedir. 

   

Elementler arasındaki bu ilişki her elementin kendinden sonra gelen elementi beslemesi bir kural olarak belirlenir. Daha çok yukarıda gösterildiği şekilde bir ağacın üst kısımdaki meyvelerin hava ile orta kısmındaki gövdesinin ateş ile hemen kök üzerindeki kısmının su ile köklerinin ise toprak ile ilişkin olmasını gerekli kılar. Toprağın oluşturduğu metaller ise bütün bu besinlerin oluşumunu sağlayan ve hepsini besleyen toprağın en derin bölgelerinde yer alır. Bu dönüşüm içinde daire içinde aksayan organ ok yönüne göre kendisinden sonra gelen elementi etkileyerek organdaki hastalığı ortaya çıkarır.

Davranışsal olarak ise:

SU elementi,  kış mevsimine karşılık gelir. Sakinlik ve korkuyu içerirken durgunluk ve enerji depolama ve muhafaza etme zamanını belirlerken kişide en derin duygusal özlemi gösteren psikolojik davranışların kökenlerini gösterir.

AĞAÇ/Tahta ya da HAVA elementi, ilkbaharı simgeler, kişi daha kızgın ve hassas olur. Büyüme ve gelişme dönemi olarak tanımlanırken entelektüel kavramları gösteren psikolojik davranışları ifade eder.

ATEŞ elementi, yaz mevsimi sıcaklarına denk gelir. Kişi mutludur ancak nefret dolu olur. Yaratıcılık dönemini tanımlarken her şeye şevk veren temel içsel gücü göstermesi açısından en önemli psikolojik davranışların kökenlerini gösterir.

TOPRAK elementi, yaz aylarının sonlarına denk gelir. Dalgınlık ve amaçlar netlik kazanır hale gelir. Endişe vardır. Geçiş, esneklik ve dönüşüm dönemini ifade ederken maddi ihtiyaçlara dayanan kökenleri ifade eder. Unutmayalım ki sarımsak, soğan ve pğırasa gibi soğan ailesi ve kuşkonmaz, kabakgiller gibi kök sebzeler ile beslenmek prebiyotik lif oranının yüksek olması nedeniyle vücut için çok yararlı besinlerdir.  

METAL elementi, sonbahar mevsimine tekabül ederken cesaret ve sezgi duygusu gelişir. Ektiğini biçme dönemidir.  Metalin esnekliği ve her kalıba uygun bir form haline gelmesi de insan tabiatının da bu şekilde ruhsal yönden de elastikiyet göstererek tekâmül etmesini sağlar. Metallerin solunumu yönetme kabiliyeti ise kişinin kanındaki demir, oksijen gibi metal eksiklikleri ile ilintili olarak nefes darlığı, solunum yetersizliği ve öksürük oluştururken aynı zaman da cilt kuruluğunu da ortaya çıkarırken metal eksikliği insanda üzüntü kaynağı olarak zuhur eder. İnsan davranış psikolojisi olarak dürüst, sakin ve adaletli olmayı gerektirir. Metal Arapçada ‘tıynet’ olarak bilinir. Tıynet kelimesi aynı dilde ‘tyn’ kökünden gelen çömlekçi kili, balçık, hammadde anlamına gelir. Dilimizde daha çok ‘tiynet’ olarak kullanılan ‘tiyneti bozuk’ olma hali huyu bozuk yani metal karşılığı olarak hammaddesi olan vücudunda dolaşan kandaki oksijen, silikon, alüminyum, demir, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyumun da aynı zamanda yetersiz olduğunu ifade eder. Günümüzde tam kan sayımı gibi doktorların sıklıkla başvurduğu insan vücudundaki hücrelerin işlevlerini yapabilmesi için gerekli olduğu bu elementler hastalığın teşhis edilebilmesi olarak antik Mısır’dan Babillilerden günümüze kadar uzanan hastalığın teşhis aşamalarını gösterir. Bütün bunlar bir ağacın kökünü besleyerek sırasıyla toprak, su, ateş ve hava elementlerinin ağaç için dolayısıyla doğa, tabiat için ne kadar gerekli elementler ise insanın yaşamı için de o kadar gerekli elementler olarak ortaya çıkar.   

 

Yukarıdaki tabloya göre her bir elementin karşılık geldiği besinin Şekil 1 de belirtilen vücuttaki organların sağlıklı olmasını sağlaması açısından gıda olarak tüketilmesini gerekli kılar. Örneğin toprak elementinin karşılık geldiği kök sebzeler, yumru kökler, pancar, patates, havuç ve soğan sebzelerinin mide, dalak ve sindirim için yenilmesi gerekir.

Çin tıbbına göre:

Metalin içinde bulunduğu toprak,  

Metalin beslediği su,  

Ateşin metali arıtması, ayrıştırması,

Metalin tahta/ağacı kesmesi,

Döngüsü yaşam boyunca devam eder.

Yazının içindeki bilgileri toparlarsak insan vücudu için aşağıdaki tablo elde edilir. 

Kıssadan Hisse:   

Bu elementlerin vasıflarına göre enerjilerinin farklı farklı olmasının insan vücudu üzerindeki etkileri arasında bir denge olması gerekir ki insan vücudunda da bu elementlere karşılık gelen organların sağlıklı çalışması ortaya çıksın ve kişi herhangi bir hastalığa yakalanmadan hayatını idame ettirsin.

ARKEOTEKNO

[1] Balgam, akciğerde solunum yolları tarafından üretilen, hava yollarının nemli tutulmasını sağlayan mukus tabakasıdır. Solunum yollarını nemli tutarak bakteri, virüs ve yabancı maddelere karşı bir filtre görevi görür. Normal düzeylerde olması sağlıklı insan olmayı gerektirir.  

[2] https://www.betterhelp.com/advice/temperament/what-is-the-choleric-temperament/

[3] https://trttelaffuz.com/kelime/5119

[4] https://www.sabahulkesi.com/2021/04/27/huy-ve-karakter-biyolojik-mi-metafizik-mi-kadim-gelenekte-mizac-beden-iliskisi/