BEYİNDE ANLAMIN OLUŞMASI VE CORPUS CALLOSUM
Yaklaşık elli yıl önceki söylemle bilim ve teknolojinin gezegenimiz değiştirdiğine dair söylemlerin aksine yaşamakta olduğumuz pandemi ve kişiler arasındaki ilişkilerde anlamın yok olacağına ilişkin değerlerin öncü rol oynayacağını kim söyleyebilirdi ki?
İnsan beyninde ‘anlamın’ değeri beyindeki her iki lobun birbirine bağlantısını sağlayan corpus callosum, bir köprü gibi iki lobu birbirine bağlarken kadınlarda bu kısmın daha fazla nörondan oluşan yapısı nedeniyle erkeklere nazaran her iki lob arasındaki iletişimi sağlayan yolun daha kaliteli olmasını sağlayarak erkeklere nazaran daha dengeli kararlar vermeleri gerçekleşir.
Corpus callosum’un önemi kadın beyninin erkek beynine göre daha dengeli kararlar vermesini sağlaması ve her iki lobu da ilgilendiren bir düşünce yapısının aktive olması gerektiğinde erkek beyninin lobları arasında bağlantı zayıflığından dolayı kadınlar karar verme sürecinde daha dengeli ve hızlı kararlar alması olarak ortaya çıkar.
Demek ki corpus callosum, daha fazla nöron sinir lifinden oluşan kadın beyninin karar verme sürecindeki ifadelerin anlamlaştırılmasında daha baskın rol oynar.
Beynin sadece tek bir lobunu ilgilendiren beyin aktivasyonlarında erkeklerin daha başarılı olabileceği düşünülürken beynin sağ kısmının duyguları oluşturması ve bunu sol beyin yarım küre ile ifade ediliyor olmasının loblar arasındaki corpus callosum köprüsünün zayıf olması nedeniyle erkeklerin duygularını ifade etmelerindeki güçlüğü belirtmesi tipik bir yaklaşım olarak erkeklerin daha fazla duygu körlüğüne yakalanıyor olması, hala nöropsikolojinin araştırma konusu olarak tartışılıyor.
Halbuki epilepsinin bütün beyni sarmaması için 1960 lı yıllarda ortadaki corpus callosum köprüsünün ameliyatlar ile yok edilmesi ile kısmi olarak yaşanan başarı yıllar sonra beynin değişik bölümlerinin değişik duyu ve duyguları yönetiyor olması karşısında son bulan bir tedavi şekli olmuştu.
Yaklaşık 200 milyon tane sinir lifinden (akson) oluşan corpus callosum, beynin her iki lobunda bulunan ayna nöronlarının bulunduğu alanlar arasındaki homotopik (homotopic) bölgeleri birbirine bağlar. Beyindeki ayna nöron alanları beynin iki lobundaki ayna nöronların birbirleri ile haberleşmesini ve senkronizasyonunu sağlarken ayna nöronların aynı zamanda insanın dış dünya ile olan ilişkisinde başka bir kişinin eylemlerine kişinin paralel tepki vermesini de sağlayan önemli nöronlardan oluşan bir yapıdır.
Demek ki kişilerin davranışlarının benzer olmasında beyindeki ayna nöronların oynadığı rol beynin her iki lobunu homotopik bölgelerindeki ayna nöronları birbirine bağlayan corpus callosumun daha iyi iletişim sağlaması nedeniyle kadın beyninde daha aktivedir. Bu da kadın beyninin taklit etme yeteneğinin daha fazla olması ile izah edilebilir.
Corpus callosum beyin lobları arasındaki homotopik bölgelerdeki ayna nöronlar arasındaki bağlantıyı sağlarken ayna nöronların aynı zamanda karşımızdaki kişilerin eylemlerindeki taleplerini anlamamıza yol açan bir beyin aktivasyonu sağlaması nedeniyle kadın beyninin anlamlandırma yeteneği daha yüksektir.
Ayna nöronların kaşiflerinden Giacomo Rizzolatti ‘beden hareketlerinin kişiler arasındaki benzerliklerinden’ çıkardığı anlamı ve insanda ‘anlamın’ oluşumu üzerine çalışan fenomolog Jean Merleau-Ponty’nun bu tanımlamasını beyindeki motor alanlardaki ayna nöronların ortak bir eylemi olarak açıklamıştır.
Corpus Callosumun zayıflığı ya da genetik olarak olmaması (agenezi) kişilerde konuşulan dilin ve yapılan mizahların anlam kaybının ortaya çıkması, sosyal ilişkilerde tıkanıklık, yüz ifadesinin anlaşılamaması ve bilişsel kayıp gibi sorunları oluşturduğuna dair bulgulara ulaşılmıştır. [3] AgCC olarak bilinen corpus callosumun olmaması beyinde sosyal bilişsel yapının beyindeki alanları olan frontal, parietal ve oksipital korteks bölgelerinde fonksiyonel etkileşimde bozulma olduğu yine yapılan denek çalışmalarında görülmüştür.
Demek ki corpus callosumun olmaması konuşma eyleminde kişiler arasında insanın ne söylediğini anlayamamasına ve sonuç olarak zihinsel bir problem oluşmasına delalet eder.
Doğum sırasında sabit olan lifli yapıdaki Corpus Callosum insanın yaşamı boyunca yapısal olarak değişir ama en fazla çocukluk ve ergenlik döneminde gelişirken yaşam için gerekli olmaması ancak kişinin sosyal ilişkilerinin kurulması için beyindeki iki yarım küresi (lob) arasındaki bilgi transferini sağlar.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) yöntemi ile tespit edilebilen beynin iki lobunu birbiri ile bağlayan corpus callosumu olmayan ya da zayıf olan insanlar da istatiksel olarak mevcutken, beyninde bu organının olmadığını ancak yıllar sonra MRG çektirdiklerinde haberdar olduklarına dair denek sonuçlarına ulaşılmıştır.[5]
ARKEOTEKNO
[1] https://www.futuremedicine.com/doi/abs/10.2217/fnl.12.17
[2] https://www.statnews.com/2021/05/19/how-the-covid-pandemic-ends-scientists-look-to-the-past-to-see-the-future/
[3] https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fpsyg.2017.00094/full
[4] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3197828/
[5] https://www.abc.net.au/radionational/programs/allinthemind/the-mysterious-corpus-callosum/7416876
[6] https://www.sciencephoto.com/media/101042/view/corpus-callosum-in-the-brain-artwork
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın