ANKESÖR JETONLARI VE ARKEOLOJİSİ
S. Vedat Karaarslan Arkeolog- Y.Mühendis
Sayısal telefon santrallerinin 1984-85 li yıllarda hızla servise verilmesi ile Türkiye’ de telefon abone sayısının artması ile birlikte ankesörlü telefonlar da tüm illerde hızla yayılmaya başlamıştı. Bu yıllarda Belçika'da ankesör üreten bir şirketin ürünlerinden 15 adet ankesörlü telefonun ithal edilmesinin bu ülkede bulunan fabrikasında ne derece coşku ile kutlandığına da bizzat şahit olmuştum.(!)
Osmanlı, Selçuklu stili derken günümüzde ulaştığımız hiçbir geleneğe hitap etmeyen ankesör kabinleri ya da kulübelerine yönelik olarak İngiltere'de ankesör kabinlerini kaldırmak istemeyen yerel yöneticiler ve halkın kabinlere kültürel miras ve varlık olarak sahip çıkışını hep birlikte gazetelerde okuduğumuz yıllardı. Telefon kabinleri ya da kulübeleri ilk kez İngiltere'de 1903 yılında Londra'da High Holborn caddesinde kullanılmıştı.
Faturalama sistemlerinin çok iyi işlemediği geçmiş dönemlerde çözüm olarak her apartmana hatta her eve bir ankesör konularak faturalamanın olumsuz taraflarının önüne geçmek veya kırsal alanlardaki köylerdeki evlerin her birine tek bir telefon tesis etmek yerine köyün ortasına tek bir ankesör konulması gibi dahiyane! gayri ekonomik ve sosyal çözümler önerilmiş olsa da uzak mesafe görüşmesi yapan kişilerin nasıl olsa ‘ fazla attığım jetonları geriye verir’ düşüncesiyle arka arkaya 30 jetonu atan vatandaşın tek kollu para makinesi gibi jetonların hepsini yutması edebiyatımıza bile konu olmuş ünlü öykülerin yazılmasına neden olmuştur.
Eski tip ankesörler, bağlı bulunduğu uzak bir telefon santralından voltaj ve frekans (12 Khz veya bazı ülkelerde 16 Khz) uygulanarak üzerindeki mekanik ve elektronik düzenekle jetonu kumbarasına alma ilkesi ile çalışan ancak bu işleyişte çok büyük mekanik sorunlar çıkaran bir alet olarak hafızalarımızda yerini hala korumaktadır.
TARİHTE İLK ANKESÖRLÜ TELEFONUN YERLEŞTİRİLDİĞİ KÖŞE (CONNECTICUT, US)
İlk ankesör, ABD de 1889 yılında hasta eşini sürekli aramakta ve bunun yüksek bir maliyete çıkacağını düşünen Gray'ın ilk kez Hartford Connecticut'ta para ile çalışacak bir telefon fikrini ortaya atması neticesinde 1889 yılında ilk kez servise verilmişti. Gray, eşine sürekli telefon açmak üzere gittiği telefon işletmesinin telefonu kullanmasına müsaade edilmemesine sinirlenerek ihtiyaç duyacağı anda herkesin kullanabileceği telefon fikrini ortaya atmıştı. İngilizce' deki 'public phone' olarak bilinen ankesör adlandırması bu kullanımdan dolayı ortaya çıkmıştır.
Kumarhanelerde kullanılan bir İngilizce deyim olan ‘the penny has just dropped’‘ para henüz düştü’ deyiminin Fransızcadaki ‘atmak’ fiilinin karşılığı olan ‘jeter’ kökünden üretilen ‘jeton’ a mal edilerek ilk kullanılan ankesörlerde kanal içindeki jetonun biraz gecikmeli olarak kumbaraya düşmesi bizde geç anlayanlara has ‘jetonu geç düşüyor’ anlamında deyim halinde kullanılıyordu. Ankesör kelimesi ise Fransızca encaisseur "tahsildar, kasaya koyan" sözcüğünden alıntı bir kelimedir.
Uçaklarda kullanılan 'itici, fırlatıcı' anlamındaki ‘jet’ motoru deyimi de aynı kökten gelen bir kelime olarak jetonun tam karşılığı kasa ile hesaplaşmasında kullanılan marka olmakla birlikte Fransızca'da ikiyüzlü, dalkavuk, korkmak, korkutmak, paparazzi, göz banyosu gibi argo deyimlerde kullanılır.
Jeton ilk kez Avrupa' da 12. yüzyıldan itibaren 'abacus' hesaplama tablolarında üzerilerine yazılan rakamlardan faydalanmak suretiyle eğitim amaçlı kullanılırdı. Jetonun kontrol edilebilir ekonomilerde yani kayıt dışı ekonominin önlenmesi amacıyla daha sonra para ile değiştirilmek suretiyle iyi bir değişim aracı olarak kullanılması ile birlikte aynı zamanda bizdeki dolmuş araçlarının karşılığı olan İngilizce’ deki ‘gitney’ ‘jitney’ içinde kullanıldığı ve bizdeki dolmuş kelimesinin de jeton kelimesinden üretilmiş ‘jitney’ kelimesi ile karşılık bulur. Ülkemizdeki dolmuşların jet gibi gittiklerine dayalı sürülüş tarzları ise dolmuş plakalarında hep 'j' harfinin kullanılmasını ortaya çıkaran subliminal bir mesaj olarak algılanmalıdır.
Kumbara Hırsızı adlı hikâyede, attığı jetonları hep yutan jeton kumbarası ile birlikte sürekli çalınan ankesörlü telefonun başındaki adamı suçüstü yakalayan komisere
‘ söküyorum, hepsi benim, evde üç tane daha var, bir de sabahleyin söktüm, bu beşinci, daha iki tane hakkım var, şimdi de bunu söküyorum’
dediğinde, Komiserin;
‘ o söktüğünüz telefonun yetmiş beş kuruşluğu benimdir, benim de sizden önce jetonlarımı yuttu’
cevabını Aziz Nesin ironik bir üslupla hikayesinde anlatır.
Enflasyonun o yıllarda hızlı artışı nedeniyle hiçbir dönemde para ile çalışmayan ankesörlerimizin içine atılan jetonları bazen nedenli bazen de nedensiz yutması nedeniyle günümüzde çok güvenli çip kartı ile çalışan sistemlerin uygulanmasına rağmen tüm dünyada olduğu gibi bizde de halkın parasını önceden ödediği için kullanımdan doğan hataların hep kendisine fatura edilmesinden dolayı pek fazla güvendiği bir cihaz olamadığından bu güvensizlik, ankesörlerin daha ucuz bir konuşma aparatı olmasına rağmen hala devam ediyor.
ARKEOTEKNO
Sayfa Yorumları (0)
Yorum Bırakın