GÖÇ VE SIĞINMACILARIN GENETİK KODLARI VE DOPAMİN

Beynin 0.0005 ini kaplamasına rağmen, beyine uyarıcı olarak giden bir sinyal (impuls) olarak bilinen dopamin hücreleri esasında nöronların birbirine bağlantısını sağlayan veri yolları olan sinapsların bağlanmasından sorumlu olan nöro ileticiler (nörotransmitter) olarak vücuttan beyne sinyal iletişimini de sağlıyor olmasından dolayı duygusal tepki ve eylemlerden de sorumlu kimyasal bir maddedir.

Catecholamin olarak bilinen nöroileticiler sınıfındaki nöropineprin ve serotonin ile birlikte dopamin biyokimyasal olarak insan beyninin salgıladığı alfa, beta, delta, teta ve gama sinyallerinin bozulması olarak ortaya çıkan depresyon, vücutta kortizolun artması sonucunda stres ile tetiklenir. 

Haz alma, duygu, öğrenme ve uykuda etkili bir kimyasal madde olarak aynı zamanda hipotalamus tarafından da salgılanırken bu hormon aynı zamanda hipofiz bezinin ön lobu tarafından vücudun mide, kalp, akciğer gibi organlarının çalışmasını sağlayan prolaktin denilen hormonun baskılanması nedeniyle salgılanır ve genel adı ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinir.

Öyleyse beden ve ruhun ayrılmazlığının bir ifadesi olarak biyolojik olarak bu nöroileticilerden dopaminin etkisiyle mutlu bir insanın vücut organlarının da daha iyi çalışması gerektiği söylenebilir. 

Bu etki dopamin, prolaktin ve vücut organlarının iyi çalışması olarak, tersine ise dopamin eksikliği ise prolaktin baskılaması nedeniyle vücut organlarının çalışmaması şeklindedir.

Sonuç olarak denebilir ki: vücuttaki organların işlevselliğinin yerine getirilmesi için gerekli olan  prolaktinin baskılanması veya yol verilmesine yarayan dopamin hormonu duygu, öğrenme ve uykunun kalitesinin belirlenmesi aşamasında da önemli bir rol oynar.

Dopamin hormonu diğer nöro iletici hormonlar gibi yeterli olmadığında mesajların nöronlar arasında yeterli miktarda iletilememesine neden olurlar ve insan vücudundaki bütün organlarının işlevselliğin yerine getirilmesinde prolaktini açma ve kapatma görevi nedeniyle bir sorumluluğu bulunur.

Nöron reseptörleri yani algılayıcıları ile nöroiletken ateşleme arasında eşlenik bir durum oluşursa depresyon olmaz, eğer bu eşitlik bozulursa depresyon ortaya çıkar.

Söz konusu bu nöro ileticilerin kalitesi yani ham malzemesi ise aminoasitler, temel yağlı asitler, vitaminler, mineraller ve kolestrol da dâhil olmak üzere alınan besinlere dayanır.

Demek ki yediğimiz besinlerin niteliğinin direkt olarak beyindeki nöro ileticilerin nöron reseptörleri ile eşlenik çalışmaması sonucunda depresyon, stres hormonu olan kortizol ile tetiklenir. 

Dopamin, nöropineprin ve serotonin gibi nöroileticilerindeki  dengesizliğinin neden olduğu depresyonun insanların bir ülkeden diğer bir ülkeye göç etmesine neden olan hususların başında geliyor olmasına dair bir çalışma, günümüzde göç olaylarının neden yapıldığına dair ipuçlarını ortaya koymuştur.

Yapılan araştırmalara göre vücuttaki 7R alelli uzun formda DRD4 dopamin reseptörüne sahip kişilerin daha fazla macera aradıkları ve risk aldıkları anlaşılmıştır. Seyahat geni olarak adlandırılan ilk çağlardan bu yana insanların göç etmelerinde etken olan DRD4 geni olarak bilinirlken aleller ise genom biliminde birden fazla genin etkilediği kalıtsal özellik olarak gözleri mavi olan kişilerin gözlerinin arasındaki farklılıklar alel olarak tanımlanır.     

Dopaminin insanı maceraya yönlendirme özelliği bu hormonun insanların bir ülkeden diğer bir ülkeye göç etmesinde de etkili olduğu, insan beyninin depresyon ve strese karşı savunmasız oluşu şizofrenin ve psikozun etkili olduğu dopamin eksikliği nedeniyle son on yılda 247 milyon kişiye tekabül eden dünya nüfusunun % 3.5 gibi bir oranda bir ülkeden diğer bir ülkeye göç etmesine neden olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. [1]

Bu çalışmalar sonucunda pozitron emisyon tomografisi (PET) cihazı kullanılarak siyah tenli insanların beyaz tenli insanlara kıyasla daha fazla dopamin eksikliğinden kaynaklanan şizofrenik ve depresyon gibi nedenlerle göç ettikleri anlaşılırken, insanlar mutlu değiller ki göç ediyorlar şeklindeki söylemlerin dayandığı nedenler, biyolojik olarak beyindeki nöro ileticilerin dengesizliğine dayalı kimyasal ve bununla ilişkili ruhsal durumdaki negatif psikolojik değişimler olarak tespit edilmiştir.

ARKEOTEKNO

[1] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5605255/

[2] https://voxeu.org/article/global-race-inventors