PLEVNE’DE OSMANLI, ÇANAKKALE’DE ANZAC SUBAYI RYAN VE GÜMÜŞHANE ANILARI
Osmanlı Devleti Osmanlı-Rus Savaşı olarak bilinen 93 Harbi (1877-1878) devam ederken ordusunda görevlendirilmek üzere 20 askeri cerrah ihtiyacı için TIME dergisine bir ilan verir.
Bulunduğu Roma’da bu ilanı dergiden okuyan Charles Snodgrass Ryan (d.1853-ö.1926) adlı bir Avustralyalı doktor Londra’ya giderek buradaki Osmanlı Büyükelçiliğine mülakat için başvurur. Ryan, mülakat sonucunda kabul edilir ve İstanbul’a gönderilerek devam etmekte olan Osmanlı-Rus harbinin Plevne Cephesine gönderilir.
Ryan, cephede yaralı Osmanlı askerlerinin tedavisi ile uğraşırken daha sonra yazdığı anılarında belirttiği gibi bazen bir nefer gibi de savaşır. Elinde kırbacı ile zaman zaman askerlere müdahale ediyor ve onları cepheye gitmeleri için zorluyor ve Osmanlı Ordusu hizmetine girdiği görevini büyük bir titizlikle yapıyordu.
GAZİ OSMAN PAŞA
Ryan, Plevne Cephesinde Türk askerinin cesaretini görür ve yazdığı anılarında Plevne tabyalarına saldıran Rus mermilerinin başının üstünden geçerek gittiğini Osman Paşa’nın atının ise üç kez vurulduğuna şahit olur ve Osman Paşa’dan büyük bir övgüyle bahseder.
Plevne Kuşatmasında Rus askerlerin kullandıkları Berdan marka tüfeklerinden çıkan mermilerin girdiği vücutta oluşturduğu yaranın Krenk marka tüfek mermilerinin yaralarına göre daha temiz olduğunu, Krenk tüfeklerinin mermilerinin vücuda girdiği bölümü darmadağınık ettiğini Berdan marka tüfek mermilerinin girdiği vücudun bölgesinden dışarıya çıktığını anılarında yazmıştı.
Cepheden topladığı yaralı askerleri atlara yükleyerek bir eli ile yaralıları tutarak nasıl cesaretle cephe arkasına taşıdığını, yaralı Osmanlı askerlerinin vücuduna saplanmış çıkarılamayan mermilerle tekrar cepheye döndüğünü ve daha sonra Çanakkale’de de şahit olacağı gibi dünyanın en dayanıklı ve en ümitsiz durumda dahi zorlukların üstesinden gelebildiğini anılarında yazmıştı.
Plevne kuşatmasının en ateşli günlerinde Ryan, yaralı askerleri Sofya’ya taşımakla görevlendirilmişti. Sofya’da Plevne’nin kuşatıldığı haberi gelince geriye dönemez ve İstanbul’a gönderilir.
Ryan, bu kez doğu cephesinde görevlendirilir ve İstanbul’dan Erzurum’a gitmek üzere yola çıkar.
İstanbul’dan gemi ile Trabzon’a gelir ve şimdiki adı Süleymaniye Mahallesi olan ve adını simli kurşun yataklarından alan Gümüşhane’ye ulaşır.
Ryan, anılarını yazdığı kitabında geldiği Gümüşhane’den aşağıdaki şekilde bahseder.
Gümüşhane kasabasına ulaştık. Bu kasabanın adının tanınması yakınında çok eski zamanlardan beri işletilen gümüş madenlerinin bulunmasından ileriye geliyordu. Benim gibi bir Avustralyalıya göre, burası bir maden kasabasına hiç benzemiyordu. Kazmalardan hâsıl olmuş tepeleri, sıra sıra maden ocakları vesaire nerede idi? Ne çalışma gürültüleri, ne su basan tulumbaların sesleri vardı. Etrafta iyi bir şantiye bile görünmüyordu. Ertesi sabah Gümüşhane’den çıkarak fındık ve başka meyve ağaçları ile örtülü iki tepe sırası arasındaki vadide ilerlemeye başladık. Yarım mil genişliği, yedi mil kadar uzunluğu olan bu vadide ilerlerken yolun her iki tarafında çok güzel armut bahçelerine rastlıyorduk. Bu sonbahar mevsimi ortasında o yoldan geçerken kemale gelmiş bulunan kocaman sulu armutlar başımızın üstündeki dallardan yüzümüze çarpıyordu.
Ryan’ın anılarından, 1869 yılından itibaren gelir elde edilememesi nedeniyle maden ocaklarının kapatılmaya başlanmasından habersiz olduğu ve meyve hasadının yapıldığı Ekim ayında Gümüşhane’de seyahat ettiği anlaşılıyor.
Ryan geldiği Erzurum’da yaralı askerler için bir hastane kurulmasına öncülük eder.
Ancak 28 Şubat 1878 tarihinde Erzurum Rus Ordusu tarafından kuşatılınca İstanbul’a dönmek için Gümüşhane’ye ulaşıp Trabzon Limanı’ndan gelmek üzere tekrar yollara düşer.
Dağlarının yamaçlarının ağaçlarla süslü olduğunu bildirdiği Gümüşhane’ye bu kez 6 ay sonra Haziran 1878 tarihinde gelir. Armut ağaçları ile süslü yollardan geçen Ryan, vadi içindeki ağaçların dallarındaki çiçeklerin Karadeniz’in nemli rüzgârları ile karışan çiçek ıtırlarının bütün vadiyi kapladığını Gümüşhane vadisinin bu kokular ile dolu olduğunu büyük bir övgüyle anlatır.
İstanbul’a gelen Ryan, Gazi Osman Paşa’nın önerisi ile Osmanlı hükümeti tarafından verilen Mecidiye Nişanı, sadece Osmanlı ordusunda yüksek rütbeli subaylara verilen Osmaniye Nişanı ve Plevne Harp madalyası ile Plevne’de yaptığı hizmetlerden dolayı padişah imzasının bulunduğu bir belge verilir. [2]
Ryan’ın adı artık Plevne Ryan olmuştu.
Savaşın sonunda ülkesi Avustralya’ya döner.
Ancak bu kez Avustralya donanmasında görevlendirilir ve bir zırhlı ile Mısır’a gitmek üzere yola çıkarak buradan Çanakkale 1915 harbinde ANZAC (Australian and New Zealand Army Corps) kolordu komutanı Sir William Birdwood ile Osmanlı güçlerine karşı Gelibolu yarımadası önlerine kadar gelir.
BİNBAŞI OHRİLİ KEMAL ATEŞKESİ GÖRÜŞMEK ÜZERE GÖZLERİ BAĞLI OLARAK ANZAC KARARGÂHINA GÖTÜRÜLÜYOR
Çanakkale Savaşları’nın en şiddetlendiği Kraliyet Donanmasına ait E-11 denizaltısı Tekirdağ açıklarında Nağra vapurunu batırmış iskelede bulunan Şirket-i Hayriye’nin vapurunu tahrip etmişti. Bunun üzerine 24 Mayıs 1915 tarihinde 07.30-16.30 saatleri arasında ateşkes ilan edilir. Her iki taraf kayıplarının gömülmesi için anlaşma yapar. Aynı zamanda Avustralyalı ve Türk esir ve yaralıların değişimi de yapılacaktı.
Plevne Ryan, Osmanlı askerlerinin tarafına da geçer ve göğsünde kendisine özel ve istisnai bir izinle taşımasına müsaade edildiği Osmanlı Hükümetinin vermiş olduğu madalyalar takılı halde yaralı askerler ile ilgilenmeye başlar.
Plevne Ryan’ın Avustralya askeri üniforması üzerindeki madalyalarını gören yaralı Osmanlı askerlerinin ‘kim bilir hangi şehit askerden bunları aldı’ diye kendi aralarında konuşurlarken Plevne Ryan iyi bir Türkçe ile cevaben; ‘kimseden alınmadı bunlar, Plevne Muhasarası sırasında Gazi Osman Paşa’nın emrinde savaştığım için taktılar bunları göğsüme’ diye cevap verir.
ARKEOTEKNO
NOT: Türk Hükümeti, 2020 yılında Ryan’ın ailesine ulaşarak Plevne'de Osmanlı saflarında, daha sonra da Gelibolu'da Anzak saflarında doktorluk yapan Charles Ryan'ın Melbourne'daki mezarını yaptırmayı kararlaştırmıştır. https://www.sbs.com.au/language/turkish/anzak-ryan-i-kurtarmak
[1] Under The Red Crescent Adventures of an English Surgeon With The Turkish Army at Plevna and Erzeroum, 1877-1878
[2] Geoff Page, Plevna, UWA Publishing.
Sayfa Yorumları (2)
Vedat Karaarslan
Murat Bey, çok teşekkür ederim katkınız için, selamlarımla iyi günler dilerim.
Murat Atak
Beğendim.çok teşekkürler Vedat bey. 1923 yılında Avusturalyadan Atatürk\' e övgü dolu bir de mektup yazmış.Çanakkale de ,Türk subayları elini öpmeye çalışmışlar, Dünya ne garip ,yıllraca , osmanlı saflarında çalış,daha sonra osmanlıya karşı vazife yap.Selam ve sevgiler ,
Yorum Bırakın